İzlanda’da Hayatta Kalmak

Reklamlar

Loading

İzlanda’da hayatta kalmak cümlesine gülümsediğinizi görür gibiyim. İzlanda’da hayatta kalmak deyince inanmadınız sanırım. İzlanda dünyanın en pahalı ülkeleri arasında bulunuyor. İzlanda’nın en pahalı ülkeler arasında olmasının yanında zorlu coğrafyası da İzlanda’da hayatta kalmayı güçleştiriyor. Bu makale, İzlanda’da neyi nasıl yapmanız gerektiğiyle ilgili. Umarım kendi yolculuğunuza bir katkısı olur. Ateşin ve buzun ülkesinde yanmadan, donmadan, ekonominizde koca bir delik açmadan, keyifle vakit geçirmeniz için okumak lazım.

Beni instagram hesabımdan takip etmeyi unutmayın. Hikayeler ve öne çıkanlarda çok şey anlatıyorum 😉

İnstagram: Nerdesinbahar

İzlanda
İzlanda hakkında birkaç hap bilgi paylaşayım önce;
  • 320 bin nüfusu var. İstanbul’da en küçük ilçeden daha fazla insan var. Bu nüfusun büyük çoğunluğu da başkent Reykjavik’de yaşıyor.
  • İzlanda, kısa yazılışı ISK olan İzlanda Kronu kullanılıyor. Benim gittiğim dönem fiyatları 21’e bölüyordum. Sonra bir ağlama hissi geliyordu. Evet çok PAHALI. Reykjavik’de ki Landsbankinn Bankası’nda paramızı bozdurduk. 
  • Ülkenin altı patlamaya hazır bomba gibi. Isınma, sıcak su gibi ihtiyaçlar jeotermal kaynaklardan karşılanıyor. 
  • Ülkede suç oranı neredeyse sıfır. Hapishanelerin yarısı boş. Gittiğimizde bir müzik festivaline denk geldik. Bir tane  bile polis görmedim.
  • Hostel, otel vs ye gittiğinizde size bir şifre veriyorlar. Siz bu şifreyle giriyorsunuz. Pek çok yerde ödemelerinizi kutulara atıyorsunuz. Kimse kontrol etmiyor. Herşey güven üstüne kurulu. 
  • LBGT serbest. Cinsiyet ayrımcılığı yok. Kadın erkek ayrımı yok. İnsan kavramı var. Sokaklarda el ele dolaşan kadınlar yada erkekler görebilirsiniz. Ülkenin başkanı bir kadın. Birkaç yıl önce başka bir kadınla evlendiğinde dünyada olay olmuş ancak onların medyasında pek yer almamış sıradan bir olay olduğu için. 
  • İzlanda’ya özgü atları var. Kısa boylu ve muhteşem yeleli. Atları ilk Vikingler getirmiş. Şimdilerde adadan çıkmaları serbest ancak geri dönmeleri yasak. Bu yasağın sebebi ırklarının bozulmaması içinmiş. Atları binicilikte olduğu gibi yemek içinde yetiştiriyorlar. Nasıl kıyıyorsunuz diye düşünüyor insan ama onların kültürü de böyle. Ayrıca masmavi gözlü atlar göreceksiniz. Şaşırmayın. 
  • Dünyada ki ilk meclis İzlanda’da kurulmuş. Bu sebepten demokrasinin beşiği sayılıyor. Thingvellir Milli Parkı içinde kalan, aynı zamanda Game of Thrones dizisinin de çekildiği yerde pek çok fotoğraf sergileniyor.
  • 1600’lü yıllarda İzlanda’da Türk öldürmek serbestmiş. Şimdilerde böyle şeyler olmasa da insan ilk duyduğunda bir ürperiyor.  
  • İzlanda havasını bile kutulara koyup satıyor. Ticaret kafası böyle birşey.
  • Bir ada ülkesi olmasına rağmen denizlerine girilemiyor. Çok soğuk. Keflavik tarafında suyunu ısttıkları bir plajları varmış. Adamlar deniz suyunu ısıtıyor. Reykjavik’te de ücretsiz bir havuzları bulunuyor. Tüm havuzlar sıcak. 
  • İzlanda’da yılan, kelebek, sivrisinek gibi şeyler yaşamıyor. Bakteri yok.

    Keflavik Havaalanı’nda sizi karşılayan tabela

İzlanda’ya Hangi Mevsim Gidilir?

Gidenlere baktığımda genelde hep eylül ayını tercih etmişler. Asıl mevsim bence temmuz. Evet kalabalık olur ama en azından pamuk pamuk bulutlar ve güneş olasılığı artar. Eylül ayında yağmurlar başlıyor artık. Gerçi biz ağustosun 22’sinde İzlanda’daydık. Günlerce deli gibi yağdı. Eğer önceden plan yapabilen bir insan olsaydım kesinlikle bu tarih temmuz olurdu. Bir daha ki sefere  diyelim.

İzlanda’da bir gün içinde, ne bir günü bir saat içinde 4-5 mevsim yaşıyor insan. Yağarken güneş açıyor. Sonra bir rüzgar bir fırtına, uçuruyor. Güneş varken yağıyor. Devasa gökkuşakları çıkıyor sonra. Siz hava duruma bakmadan hareket etmeyin yine de. En iyi sonuç aldığımız site vedur.is  Baksaydık daha iyi plan yapabilirdik tabi. Bakmak lazım.

İzlanda’da her yerde uyarıcı tabelalar var. Herşey yasak yada bizim yapmak istediklerimiz yasak

Gittiğimiz dönem kuzey ışıklarının henüz çıkmadığı bir dönemdi. Zaten hava sadece bir gece açıktı. Kuzey ışığı görebilmek için yağmursuz ve bulutsuz bir gökyüzü şartmış. Biz kuzeydeyken Keflavik’te görebilmişler ama biz yakalayamadık.  Buradan kuzey ışığı kovalayabilirsiniz. 

İnsanlar kuzey ışıklarını izleyebilmek için kara kışta gidiyor. Şubat gibi mesela. “Ay niye ya? Neden bu kadar üşüyeyim ki?” diye söylenecek oluyorum. Sonra aklıma geliyor. Ne zaman böyle büyük konuşsam mutlaka en kısa sürede o olayın içinde bulmuşumdur kendimi. O zaman ben “niye yaa?” demeye devam edeyim. . Kime ne zaman uygunsa o zaman gitsin. Herkesin aradığı şey başka… Sadece bilmeniz gereken şey eylül- mart arası kuzey ışığı görebilirsiniz. 

Zaten diyorlar ki İzlanda Gulf Stream akıntısında olduğu için kışlar çok sert geçmiyormuş! Bulunduğu coğrafi konuma göre doğru olabilir ama o soğuk değil denilen derecede biz ölürüz arkadaş. Ülkede bir yaz var bir de kış. Kurban olurum memleketime. 

İzlanda Soğuk mu?

SOĞUK yazıp başka birşey yazmamayı çok isterdim. Bence tam olarak anlatırdı. Ağustosta kayak montu ve botlarla, kat kat termal ve polarla dolaştım. Güneş varken bile ısırıyor hava. Derece 14 gösteriyor ama parmaklarım uyuşuyor. Zaten devamlı buzullara gidiyorsunuz. Her yer buz, nasıl soğuk olmaz ki? Yazın da gitseniz kışın da üşüyeceksiniz. Kalın giyinin.

Ağustos 2019, İzlanda. Uçuyoruz merkez

İzlanda’da Ne Giyelim?

En başta asla tek ayakkabıyla gitmeyin, perişan olursunuz benim gibi. Su geçirmeyen bir bot ve spor ayakkabı mutlaka yanınıza almalısınız. Çünkü devamlı ıslananı kuruturken diğerini giyeceksiniz. Bu döngü devamlı sürecek. Su geçirmeyen bir mont ve yağmurluk da şart. Hatta su geçirmeyen yağmurluk pantolonlardan giymeli. Devamlı yağmur yağıyor. Yağmur mermi gibi yağıyor. Kayak montum su aldı. Su, rüzgar geçirmez treking pantolum su aldı. O pantolondan akan sulardan çorabım su çekti. Su çeken çorap su geçirmez botun içini ıslattı. Baştan aşağı ıslak şekilde günlerce dolaştım. Çamaşırda kurumuyor memlekette. Kurutma makinaları her evde var. Sanırım onlar için üretilmiş yada onlar icat etmiş. Siz genelde kampta kalacağınız için daha da zor olacak. Biz arabayı çalıştırıp onun klimasında kuruttuk devamlı.

Dünyada ki tüm sarı yağmurluklar İzlanda’da olmalı. Velev ki götürmediniz. Orada satıyorlar zaten diye düşündünüz. Alırım dediniz ama fiyatlar deli. ALAMAZSINIZ. Buradan götürün. Çıplak gidin ama yağmurluksuz gitmeyin. Şemsiye kullanırım diye düşünmeyin. Yok böyle bir dünya. O rüzgara hiç bir şey dayanmaz. Termal içlik, kalın termal çoraplar olmazsa olmaz. Ben arkadaşıma elbise almaktan bahsettiğimde bana yazdığı ” ELBİSE Mİ?!!!” cümlesindeki hayreti şuan anlayabiliyorum. Vitrinlerde bile elbise satılmıyor. Elbiseyle dolaşan sadece evlilik fotoğrafı için ortalıkta dolaşan Japonlar. Hatta sandalet götürmekten bahsetmiştim. Ne komikmiş. Sırt çantası alacaksanız su geçirmez olsun. HERŞEYİNİZ SU GEÇİRMEZ OLSUN. Bu bilgileri ağustos ayında giden biri veriyor ona göre. Bunun eylülü var, ekimi var. Karı var, kışı var.

İzlanda’nın mavi gözlü Viking atları

Çantanıza bikini atın. Bikini evet bikini… İlk defa kışlık kıyafetlerinizin yanına plaj malzemelerinizi de koyabilirsiniz. Ben her gittiğim yere mutlaka atarım çantama bir tane ama İzlanda için olmazsa olmaz. Sayısız jeotermal su kaynağı için ihtiyacınız olacak. Hele ki Blue Lagoon yada Myvatn’da yüzmeden dönemezsiniz. 

Eğer İzlanda’da Kamp Yapacaksanız…

İzlanda’da otelde değilde kampta kalacaksanız veya arabada uyuyacaksanız yanınızda götürmeniz gereken ekstra malzemeler olacak. Çadır, uyku tulumu, mat gibi… Ben en başından beri arabada uyumayı kabullendiğim için sadece küçük bir uyku tulumu sığdırdım çantama. Çantam da sadece 8 kiloluktu. Arabada biraz üşüdüm evet. O zamanlarda da arabayı çalıştırdım yada üstüme montları örttüm. Dışarısı öyle soğuktu ki 14 gün çadırda dayanabileceğimi hiç sanmıyorum.

İzlanda’ya Gidebilmek

Öncelikle İzlanda Avrupa birliği ülkesi değil ancak Shengen vizesiyle gidilebiliyor. Türkiye’den de İzlanda’ya aktarmasız uçuş yok maalesef ve bilet fiyatları ekonominizde göçüğe sebebiyet veriyor. Norveç’ten, İsveç’ten ve Danimarka’dan ucuz uçuş bulabilirsiniz. Tabi oralara Türkiye’den ucuza gidebilirseniz. Ben Polonya üzerinden gittim mesela. Benim gibi her yere son dakika gidenlerdenseniz, kaç liraya nasıl uçtuğumu merak edebilirsiniz. İzlanda’ya ekonomik olarak nasıl gidebileceğinizi bir önceki yazımda yazmıştım. O yazıma buradan ulaşabilirsiniz. Gitmesi zor, coğrafya zor, zor Allah zor…

İzlanda sıcak su kaynakları haritası

İzlanda’da Araç Kiralayabilmek

İzlanda’da insan az olunca toplu taşımada pek olmuyor. Sayısız havaalanların da, minicik uçaklarla bir o yana bir bu yana uçup duruyorlar ama bunlar bize pek uymuyor. Araç kiralamaktan başka çare yok. Nasıl araç kiraladığımı burada İzlanda’nın yol durumlarını, en önemlisi de trafik kuralları ve cezalarını şurada uzun uzun anlattım. Göz atmak da fayda var.

İzlanda’da Otostop

Keflavik Havalaanı’ndan Reykjavik’e shuttle ücreti tek yön 24 euro olunca otostopla gitmeye karar verdik. Havaalanının otoparkında sorduğum kişiler arabalarına almak istememişti. Havaalanından yola çıkıp biraz yürüdük. Yol ayrımına geldiğimiz de otostopa başladık. Burada da arabalar pek durmadı ama en sonunda birisi aldı. Reykjavik’e tek seferde gidemedik. Bir saatlik yol aslında. Sürücülerin bizi bıraktığı yerden otostop yapmak daha kolay oldu. Hele dönüşte bizi alanlar gideceğimiz eve kadar bıraktı. Neredeyse hiç beklemeden otostop yapabildik. Arabamızı kiralayıp yola çıktığımızda bizde gördük ki insanlar otostopla geziyor. Biz de aldık. Tek sorun İzlanda’nın hava durumu. Mesela üç gün boyunca öyle yağmurlar yağdı ki otostopta olduğumuzu hayal bile edemiyorum. Perişan olurduk herhalde.

İzlanda’da Benzin Alabilmek

Kuzey ülkelerinde özellikle İzlanda’da benzin alabilmek de mesele. Hangi benzin istasyonları indirimli? hangi şehirde var? O lanet kartı nereye okutucaz? Kredi kartını nereye sokucaz? Icelandic yazılarını nasıl çözüp de benzini alıp gidebilicez? diyorsanız şuradaki minnoş yazıma göz atın derim. 

İzlanda’da Konaklayabilmek

Herhalde konaklama konusunda en zorlandığım ülkelerden biri oldu İzlanda. Gerek insanı, gerek fiyatları, gerekse coğrafi hezeyanları resmen süründürüyor insanı. Bir tek biz öyle değiliz. Ülkeyi gezmeye gelen herkes perişan. Çok az bir mutlu azınlıkta vardır. Ben nasıl çözdüm okumak isterseniz şuraya tıklayın.

İzlanda’nın satılık havası

Duş!!!

Hiçbir seyahatim de duş bu kadar sorun olmamıştı aslında. Bir şelale, bir göl olsun yeterdi. İzlanda’da hepsi var ama çok soğuk arkadaş. Sosyal medyadan aldığım tüm mesajlar neredeyse bunun üzerineydi. “Atla suya” diyenden tutun da “yakışmadı “diyenine kadar. Ah ah sıcak olsa hava affeder miydim hiç? Aslında ülkede o kadar çok sıcak su kaynağı var ki… Elimizde ki siteden bakıyoruz. Gidip buluyoruz ama ya su kalmamış oluyor, ya pahalı, ya beğenmiyoruz. Ülkede nem olmadığı için terlemiyoruz. Kokmuyoruz. İlk bir hafta duş alamadık. Tek sorunum Keflavik’in suyunda yıkanmış saçlarımın suyu sevmeyip, rüzgarın da yardımıyla cadı saçına dönüşmesi. Kirlendikçe güzelleşen bir saça sahip bir insan olarak seyahatlerde çok rahat ederdim ben ama bu İzlanda için geçerli olmadı. Rüzgardan saçlarda düğüm düğüm olunca başladım tutam tutam örmeye. Soğuktan da kafamda bir bere. Berenin renkleri de Bob Marley’in şapkası gibi. Allahım… Aşağıya şeklimi bırakıyorum. İzlanda’yı böyle mi gezecektin Bahar?

Bob Marley Style

İzlanda’da Yemek, İçmek yada Yiyememek, İçememek

İzlanda’da herşey olduğu gibi yeme içme de çok pahalı. Uçsuz bucaksız arazilerin içinden geçiyorsunuz. Arada gittiğiniz şehirlerde tek tük restoran tabi ki var ama oraya gitmeye yürek ister. Orada çok fakir olduğumuz için bizde o yürek yoktu. Tüm zavallı turistler gibi marketleri aşındırdık durduk. Başka çaresi de yok maalesef. Nasıl doyacak bu millet diye soruyorsanız buraya tıklayabilirsiniz. 

Telefon Hattı

Bir ülkeye girdiğimde artık kaç lira olursa olsun mutlaka bir telefon hattı alıyorum. Tabi eğer kısa süreli kalmayacaksam. İzlanda’da iki hafta geçirilecekse hat olmadan asla olmazdı. İlk önce havaalanında sorduk. Sonra pahalı olur düşüncesiyle Reykjavik’te sorduk. Aldığımız hattın adı Siminn. 10 gb internet 2900 ISK yani 23 Euro. Havaalanıyla aynı fiyattı. Daha ucuza bulurum diye boşuna aramayın. Sim kartı marketler satıyor. Hemen hemen her markette var. Parayı verip alıyorsunuz. Takıp kullanıyorsunuz. Başka yerlerdeki gibi pasaport istenmiyor. Herhangi bir kayıt gerekmiyor. Bana 15 gün boyunca yetti.

İzlanda’da hangi telefon hattı alınır sorusunun cevabı

Yok ben hat almam derseniz  şurada ki yazımda nerelerde wifi var yazdım. Ayrıca Reykjavik’de Hallgrímskirkja Kilisesi’nden aşağı yürüdüğünüzde nordicstore.com dükkanının olduğu yerde de free wi-fi var. Oturum açmanız gerekiyor. Sonra internete bağlanabilirsiniz.

İzlanda’nın Tuvalet Sorunu

İzlanda’da yollar dümdüz, ağaç yok. Bir km ötesini görebilirsiniz. Kmlerce yol boyunca duracak yer olmuyor bazen. Ne bir cep ne bir benzinlik… Genelde durulacak yerler ya bir çifliğin giriş kapısı yada görmemiz gereken yerler. Oraların hepsinde de tuvalet olmuyor her zaman. İzlanda’da  ne bir çalılığa gidebiliyorsunuz ne de tuvalete. Bir kör nokta buldum hadi şuraya yapıvereyim desen bir yerlerden bir Japoncuk çıkıveriyor. Herhalde en zorlandığımız konulardan biriydi tuvalet.

Küçük benzinliklerde sadece pompa var insan bile yok diye yazmıştım değil mi? O kadar seyrek ki tuvaletler. Olan tuvaletler de 200 ISK, yani günümüz kuruyla 10 Lira. Para atılan kutuların başında kimse beklemiyor. Vallahi atmadan çıktığımda oldu, kuruş attığımda. Kimse kusura bakmasın. Ürdün’de Euro 7,5 lirayken 1 euro wc’ye para bırakmışlığım var. Hala acısı geçmedi. Bence tuvaletler tüm dünyada ücretsiz olmalı yada çok ucuz olmalı. Bu insani bir şey. Hem ülken temiz kalır, hem insanların üreme organları sakatlanmaz, hem de wc parası ödememek için deveye hendek atlatılmaz.

İzlanda tuvalet ücreti

Blue Lagoon Alternatifi, Myvatn

Yazımın adı İzlanda’da hayatta kalabilmek… Öyle özel bir ülke ki yapmadan dönmemeniz gereken ama yaparken de ekonomik olarak göçmemeniz gereken şeyler var. Bunlardan bir tanesi de Blue Lagoon deneyimi. Kükürtlü sıcacık termal suların içinde tüte tüte bir pozunuz olmasın mı yani? İzlanda’nın kuzeyinde Blue Lagoon alternatifi, daha hesaplı, o çılgın kalabalıktan uzak bir Blue Lagoon daha var. Diğeri gibi rezervasyon gerektirmeyen, bir Pazar sabahı çat kapı gidebileceğiniz ve yarı fiyatına. Şu aşağıda ki linkten fiyatlarına bakabilirsiniz. Ben gittiğim de 5300 ISK’na basic paket alıp saatlerce termalin keyfini sürdüm. İstediğiniz kadar kalıyorsunuz. Devamlı fiyatların değiştiğini unutmayın.
https://myvatnnaturebaths.is/

LGBT

İzlanda’da dolaşırken el ele tutuşmuş, sarmaş dolaş adamlar ya da kadınlar görebilirsiniz. İzlanda halkı için bu çok normal ve sıradan bir şey. Ülke başkanı bir kadın ve yine bir kadınla evli. İlk zamanlar dünyada bu olay olmuş ama İzlanda’da pek haber değeri taşımamış. Onlar için bu sıradan ve normal bir şey. LGBT’nin en rahat yaşanabildiği ülke diyebilirim. Evlilik pek şart değil. Önemsemiyorlar. Soyadı kullanmıyorlar. Kadınlar için kızı erkekler için oğlu manasına gelen kelimeler kullanıyorlar. Ayşe’nin kızı Ahmet’in oğlu gibi… 

LGBT İzlanda’nın normali

İzlanda Hot Spring

İzlanda volkanik bir ada olduğu için devamlı sıcak su kaynakları var. Buz gibi akan bir derenin kenarında buharlar tüte tüte kaynar sular fışkırabiliyor. İzlanda halkı bu su kaynaklarını biliyor. Biz turistlerin bulabilmesi içinde https://hotpoticeland.com/ sitesini kullanabilirsiniz. Bu site yakınız da nerede sıcak su var gösteriyor. Buz gibi bir havada, buz gibi akan bir derenin kenarında montun içinde donarken birden kendinizi soyunurken bulabiliyorsunuz ve buna şaşırmıyorsunuz.

İzlanda İnsanı

Havaalanında geldiğim akşam bana pek yardım eden olmadı açıkçası. Kredi kartımı kaybetmiş olmamdan kaynaklanan sorunlarımda yardım istediğim görevliler gülümseyerek beni reddettiler. Sonrasında iki gün Reykjavik’de müthiş kalabalıklara girdik. İzlanda’da yaşayan herkes ve tüm turistler Reykjavik’deydi sanırım. Mahşeri kalabalık vardı. Kırmızı saçlı, kırmızı çilli o İzlanda çocuklarından birisi babasının omzundaydı. Yanlarına gidip “fotoğraf çekebilir miyim?” diye sorduğumda öyle bir hayır dedi ki… Böyle bir hayır kimse duymamıştır. Bir hayırla ağzı ve gözleri tüm küfürleri ederek beni püskürttü. Bir daha hiç yeltenmedim zaten. Kısacası İzlanda insanı biraz ürkek. Korkuyorlar yada beni sevmediler. Reykjavik’ten çıktıktan sonra zaten pek İzlanda insanı görmedik.

İzlanda’da bir Elf’tir Thor’dur gidiyor. İzlanda insanı Elf soyundan geldiğine inanıyor. Thor’da tanrıları. Her gittiğiniz yerde bu sembolleri ve simgeleri göreceksiniz. Bir müddet sonra siz bile inanacaksınız.

İzlanda Kiliseleri

İzlanda’da her şehirde başka şekilde inşaa edilmiş kiliseler göreceksiniz. Her biri birbirinden farklı. Çatısı çimli olanından tutun da en ünlü olan Budir Kilisesi’ne kadar çeşit çeşit. Bazıları ilkokuldayken resmini çizdiğim evlere benziyor. Bazılarında sanki minare var. Bir animasyon filminin içinde olmak gibi.

Hofsos’da ki Kilise

Icelandic Alfabe

Herşeyin üstünde Icelandic alfabeyle yazılar göreceksiniz. Bu kolyelerin yada kupaların üstünde çok sempatik dururken, bir markette okumaya çalıştığınız şeyin üstünde olunca çok sinir bozucu olabiliyor. Aynı şey benzin alırken de geçerli. Google Çeviri programını telefonunuza indirin gitmeden önce ve kameralı çevirisni kullanın. Materyalin üstüne tuttuğunuzda size yalan yanlış da olsa bir çeviri yapıyor. 

Icelandic Müzik

İzlanda her konuda kendine özgü birşey yaratmış. Buna müzik de dahil. Saykodelik türüne benzer uhrevi bir müzik tarzı. İnsan o coğrafyada dinlemeye başlayınca başka bir gezegene ışınlanıyor. Sizin şuraya en sevdiğim bir tanesini bırakıyorum. Belki sizin de hoşunuza gider. Tüm yolculuğumuz boyunca, önceden telefona indirdiğim Icelandic müzikler eşlik etti bize. İnanın çok güzel oluyor. Radyo pek çekmiyor yada yok sanırım. Emin olamadık. 

İzlanda Kazağı

1950 yılında düzenlenen bir yarışmadan sonra kazanan model ülkenin milli kazağı oluyor.  Ülkede insandan çok koyun olduğunu düşünürsek, o koyunların yününden öyle güzel kazaklar örüyorlar ki insan hepsini almak istiyor. Kazağın desenleri Grönland, Türk ve İsveç motiflerinden esinlenmiş. Fiyatı 100 Eruro civarında. Eskiden bir kazak 300 Euro’ya satılıyormuş ama hem pahalı hem de o kazakları burada giyebilmemiz mümkün değil. İzlanda soğuk bir ülke olduğu için orada giyilebilir ancak Türkiye’de ölürüz o kazakların içinde. Tamamen yün çünkü. Tüm hediyelikçiler de aynı zamanda yün ve şiş satılıyor. Kadınlar deli gibi örgü örüyor.

İzlanda kazağı

Hediyelik Eşyalar

İzland’da hediyelik eşyaların kalitesine hayret etmemek mümkün değil. Hiç mi dandik birşey olmaz ama yok işte. İzlanda koyununun yününden yapılmış kazaklar, battaniyeler, bereler… Ülkeye özgü takılar, kupalar, Iclandic ürünler… İnsan hangi birini alacağını şaşırıyor. Fiyatlar tabi ki bizim için çok pahalı. Bir kolyeye 2990 ISK verdim. O gün ki kurla 160 TL’ydi. Anahtarlık alıp kolyeye dönüştürdüm bir tane de. Kazakların bol bol fotoğrafını çektim, eve dönünce örmek üzere. Fakirlik böyle birşey işte.

İzlanda’da kaldığımız iki hafta boyunca 3500 km yol yaptık. Çok ıslandık. Çok yürüdük. Kiraladığımız araba evimiz oldu. Bir gün bile dinlenmeden her gün yol aldık. Hava durumuyla mücadele hiç bitmedi. İzlanda seyahatimiz boyunca yazar arkadaşım Melih Daşgın bizi adım adım izledi ve ne zaman sıkışsak orada  olarak bize müthiş bir destek verdi. Yazılarına Hürriyet Seyahat’ten ulaşabileceğiniz gibi, buradan  da ulaşabilirsiniz. İnga İzlanda’dan Melih Türkiye’den imdadımıza hep yetiştiler. Ne kadar teşekkür edilse az.

Aklımı alan İzlanda kolyeleri, hepsi el yapımı
  • İzlanda’ya ekonomik yoldan gidebilmenin yollarını merak ediyorsanız buraya tıklayın. 
  • Keflavik Havaalanı’nda sizi ne bekliyor. Okumak için buraya tıklayın.
  • İzlanda’da araç kiralamayı nasıl yapacaksınız? Detayları okumak için buraya tıklayın.
  • Yollar nasıl, hız sınırı ne öğrenmek için şuraya tıklayın. 
  • İzlanda’da yeme içme rehberi için buraya tıklayın.
  • İzlanda’da konaklama meselesini nasıl çözeceğinizi öğrenmek için burayı tıklayın.

 

Beni sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın. Daha çok fotoğraf ve hap bilgiler için;

Paylaşmak güzeldir!

Reklamlar

İlgili yazı

Yorum Yaz

Your email address will not be published. Required fields are marked *