Tiflis Görülecek Yerler

Tiflis Gürcistan’ın başkenti. Vize istemeyen, hatta kimlikle gidilebilen Tiflis iki saat uçuş mesafesinde sadece. Adını bir efsaneden alan Tiflis, Gürcistan’ın en çok turist çeken şehri. Şehir nüfusu Gürcü, Rum ve Ermenilerden oluşuyor. Şehrin her tarafı sanat kokuyor. Tiflis için bir sanat merkezi de diyebiliriz. Kendine ucuz yurt dışı tatili arayan, pasaportsuz ve vizesiz yani zahmetsiz bir rota Tiflis.

Bu yazımda Tiflis görülecek yerler, Tiflis’e nasıl gidilir?, Tiflis’te ne yenir? Tiflis konaklama gibi sorularınızın cevaplarını bulabilirsiniz. 

Kafa nereye biz oraya modunda çıkıyoruz yurt dışına. Bir rota olmadan, bir liste olmadan. Tiflis‘e gitmeyiz demiştik ama bir anda kendimizi Tiflis yolunda buluyoruz. İnternetsiz, navigasyonsuz ilk yolumuz. Ne olur ne olmaz diye telefonuma indirdiğim haritalar sadece otobanda işe yarıyor. Orada da tabelalar var zaten. Bir akşam saati giriyoruz Tiflis‘e. Nasıl becerdiysek nokta atışı şehrin tam merkezine gitmişiz. Yol sorduğumuz bir restoran sahibine “internetini kullanabilir miyiz?” diye sorunca bize şarap, kahve ikram ediyor. Bize otel arıyor. Gördüğüm nadir en kibar Gürcülerden. Gece 2’ye kadar Tiflis‘de dolanmış ve yorgunluktan ölmüştük. Lit Hostel‘i bulmak tüm yorgunluklarımızın üstüne ilaç gibi geliyor. 

Beni sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın 😉 İnstagram: nerdesinbahar

Tiflis’te İlk Sabah, Lit Hostel

Sabah arkadaşıma bir sebepten giydirirken bir anda arkasındaki adamın Türkçe konuşmasıyla dumura uğruyorum. Meğer Lit Hostel’in sahibi Türkmüş. O dakikadan itibaren bizim can simidimiz oluyor. Çoktandır Türkiye’ye gitmemiş. Trabzon ekmeği vardı yanımızda. Görünce ağlayacaktı resmen. Sucuklu yumurtalı Türk kahvaltısı hazırlıyoruz. O da bize nereleri görmemiz gerekiyor onları anlatıyor uzun uzun. Akşam da doğum gününe davet ediyor. Tiflis’de bir hostelde yeni tanıdığımız, hatta hiç tanımadığımız, dilini bilmediğimiz değişik ülkelerden insanlarla Uran’ın doğum gününü kutluyoruz. Bir masa donatıyorlar bildiğin ziyafet sofrası. Böyle eğlenmemiştik uzun zamandır. Kişi başı 15 Lari ödeyip iki gece kaldığımız Lit Hostel artık yok.  Sahibi Uran benim de tavsiyemle Kamboçya’da otel açtı. Özbekistan’a gidecekti. Bence daha iyi oldu. Orada da bir evimiz var artık.

1. Holy Trinity Katedrali – Sameba Ketadrali

Tiflis‘deki ilk akşamımızda hostele yerleştikten sonra kendimizi yine sokaklara atıyoruz. Gece 2 civarı her yer kapanmış artık. Yiyecek bir şeyler bulmak çok sıkıntı oluyor. Bir de nasıl şiddetli bir yağmur yağıyor. Biz de “arabayla gezelim” diyoruz. İşte ilk o anda görüyorum bu katedrali. Ertesi gün de anlatırken “küçük bir katedral var, onu da görelim” diyorum. Lit Hostel’in sahibi Uran kahkahalara boğuluyor. Meğer St. Trinity Katedrali dünyanın ikinci, Gürcistan’ın en büyük Ortodoks Katedrali‘ymiş. Aynı anda 15 bin kişi ibadet edebiliyormuş. Manastır, okul, otel ve beş tanesi yer altında bulunan dokuz şapelden oluşan kompleksin bir parçası. Gel de gülme. 101 metre yükseklikteki St. Trinity Katedrali’nin çok eski, tarihi bir yapı olduğunu zannetmeyin. Oldukça yeni. 2004 evet yanlış okumadınız 2004’de bitirilmiş. Gündüz gezdikten sonra gece ışıklandırılmış halini mutlaka görmelisiniz. Akşam saat 22:00’ye kadar ziyarete açık. Holy Trinity Katedrali – Sameba Ketadrali her iki isimle de anılıyor.

Şehrin hemen hemen her yerinden görülebilen katedrale gitmek için önce metroya biniyoruz. Bu metro ile ilgili bir iki şey söyleyeceğim yazının ilgili bölümünde. Umarım unutmam. Gerçekten de bahçe kapısından girdiğimiz anda heybeti karşısında saygıyla eğiliyoruz. İçi de dışı gibi gösterişli. Kubbesi altındanmış. Kaybolduğunuz an yüksek bir yere çıkıp bakın ve yönünüzü bulun dercesine altın kubbesi ile parıl parıl parlıyor tam şehrin göbeğinde.

Düzgün bir fotoğraf çekebilmek için yüz bin saat bekleniyor. Neden? Çünkü oldukça kalabalık. Bu kalabalığa Japon turistler ve katedralin önünden ısrarla çekilmeyen oranın müdavimi eklenince böyle oluyor ama bizi yıldırır mi bu? Asla. Hepsini püskürtüyorum. Dilekler dileniyor. Mumlar yakılıyor. Katedralin içi de dışı kadar gösterişli. Hiç bir araştırma yapmadan gitmenin muhteşemliğini yaşıyoruz. Sanki daha önce hiç kimse gelmemiş, kimse yazmamış gibi. En güzeli buymuş.

2. Rezo Gabriadze Tiyatrosu

Tiflis’de Rezo Gabriadze Tiyatrosu‘nun saat kulesinde fotoğraf çektirmeyeni bir daha Tiflis‘e sokmuyorlarmış. Kukla ustası tiyatrosunu yenilerken bu saat kulesini yanına yapmış. O da Tiflis‘in simgelerinden olmuş. Her gün bir papaz saat 5’te gelip beş kez çanı çalıyormuş. Biz aşağı yukarı o saatlerde oralardaydık ama rastlamadık. Hatta Açık olduğu zamanlar en üstteki balkondan bir melek çıkarak saat kaçsa o kadar çan çalıyormuş. Biz onu da göremedik. Eğer öğlen 12’de veya akşam 7’de orada olursanız, saatin ortasındaki minik metal perde açılıyor ve birkaç kukla dönüyormuş.  Ay bunu da göremedik. Ne demeye gittin hiç birisini görmediysen derseniz valla bende bilmiyorum. Ortam güzeldi. Tiyatroya ait kafesi çok güzel gözüküyordu. Kafesinde oturup bir şeyler yiyip için benim için. O an aç değildik. Sonra dedik ama sonrası olmuyor bu işlerin biliyorsunuz.

3. Old Tbilisi

Yukarıda yazdığım pek çok yer Old Tbilisi‘de yer alıyor. İnsan en çok da orada vakit geçiriyor. En güzel barlar, kafeler, retoranlar burada bulunuyor. Sokaklarında dolaşırken eski geleneksel evlerini fotoğraflayabilir, Gürcistan’da bu cumbalı evler ne alaka diyebilirsiniz. Çeşit çeşit hediyelikçileri ve rengarenk dükkanları dolaşmak hoşunuza gidebilir.

4. Tiflis Teleferik

Teleferik şehrin kalbinde Karlis Deda Heykeli‘ni gören bir konumda. Zaten teleferiğe binme sebebimiz oraya çıkmak. Teleferiğin önündeki uzunca kuyruğu görüp vazgeçmeyin. Sıra hızlı ilerliyor. Uran bize Tiflis toplu taşımasında kullanmamız için bir kart vermişti. Onu burada doldurup teleferikte de kullanabiliyoruz. Tam ne kadar ödedik hatırlamıyorum ama 5 Lari gibi bir şeydi. Teleferikle çıkarken Tiflis’i tepeden görmek gerçekten harikaydı. Pıt diye çıkıveriyor. Fotoğraf bile çekemedik doğru dürüst. Fotoğraf için fazla oyalanmayın yani. Teleferik 24 saat açık.

5. Kartlis Deda Heykeli

Tiflis sokaklarında dolaşırken hemen hemen her yerden görebileceğiniz ikinci şey Kartlis Deda Heykeli. Diğer adıyla Mother of Georgia. Gürcistan’ın anası yani. Tiflis‘in en yüksek Solaki Tepesi’ne yaptıkları yetmemiş, bir de 20 metre uzunluğunda yapmışlar. Geleneksel bir Gürcü kadınını temsil eden heykelin etrafı sokak müzisyenleri ve satıcılar ile cıvıl cıvıl. Bir elinde şarap, diğerinde kılıç tutuyor. Şarap misafirperverliği! (Gürcü ve misafirperverlik!!!) temsil ediyor. Dostluk için gelenlere bir tas dolusu şarap ikram ediyor. Kılıç ise düşmanlık için gelenleri simgeliyor. Heykel komple alüminyumdan yapılmış. Yüzü Tiflis’e dönük. Düzgün bir fotoğraf çekmeyi başaramadık biz. Fotoğraf çekmek için zor bir yer. Google’da gördüğünüz o fotoğrafları havadan çekiyor olmalılar.

6. Tiflis Botanik Bahçesi

1845 yılında kurulmuş olan Tiflis Botanik Bahçesi Kafkaslar’ın en eski botanik bahçesiymiş. İçinde şelale, sayısız değişik türde ağaç, kuşlar, ne ararsan var. Biz tepeden bakmakla yetiniyoruz. O kadar çok doğanın kalbine yolculuk yapmışız ki bir aydır, bir de insan eliyle yapılanı “görmesek de olur” diye düşünüyoruz. Şimdiki aklım olsa bir girer bakar çıkardım. 

Tiflis Botanik Bahçesi ziyaret saatleri: Sabah 9:00, Akşam 18:30

7. Metekhi Kilisesi

Uzaktan görüp o an ne olduğunu bilmeden fotoğraflarını çektiğim kilise Metekhi Kilisesi çıkıyor. Kura Nehri’nin kenarında sessizce ziyaretçilerini bekliyor. Metekhi Kilisesi’ne Metekhi Köprüsü’nden geçerek ulaşılıyor. Kiliseye vardığınızda kilisenin yanındaki heykeli göreceksiniz. O Tiflis’in Kurucu Kralı Vakhtang Gorgasali. Kilise 12ci yy’da yapılmış ve defalarca yıkılıp yeniden yapılmış.

8. Tiflis Cuma Cami

Cuma Camii Tiflis’in en önemli camisiymiş. 1864 yılında Şah Abbas yaptırmış. Tabi zamanla yıkılıp yenisi yapılmış. Dışındaki çinilerden görmemeniz ve farketmemeniz imkansız. Cuma Cami Sülfür Banyoları’na yakın Old Town içinde yer alıyor. Bu caminin içinde de Sülfür Banyosu var ve hatta biz gittiğimizde bir nikah törenine denk geldik bahçesinde. Ne ararsan var usulü bir yer. Fotoğraf çekmek için güzel bir yer. İnsansız bulabilirseniz tabi. 

9. Mtatsminda Park

Mtatsminda Park’a finükülerle ya da 90 ve 124 numaralı otobüsle çıkabiyorsunuz. İçindeki kocaman dönme dolabı, oyun alanları ile bir Lunapark burası. Hafta sonları bir pazar kuruluyormuş. Parkın içindeki aletlere binmeyecekseniz herhangi bir ücreti yok. Tiflis’i yukarıdan gören en iyi yer burasıymış. Kısıtlı zamanımız olduğu için buraya zaman kalmadı. Küçük çocuğu olanlar için ideal bir yer.

Mtatsminda Park Ziyaret saatleri: Sabah 12:00- Akşam 23:45

10. Narikala Kalesi

Narikala Kalesi’ne teleferikle çıkabilirsiniz. Narikala Kalesi yada Tiflis Kalesi olarak isimlendiriliyor. Tüm şehri uzaktan sessizce izleyen Narikala Kalesi’nin içinde kalan kilise de St. Nicholas Kilisesi. Kale araplar tarafından, tüm diğer kaleler gibi savunma amaçlı yapılmış. Biz uzaktan bakmakla yetindik. Yeterince kale görmüş olmanın doygunluğu olsa gerek. 

11. Peace Bridge-Barış Köprüsü

Tiflis’in tam ortasından geçen nehrin adı  Kura Nehri. Nehrin iki yakası arasında da pek çok köprü var ulaşım için. Bunların en ünlüsü Peace Bridge-Barış Köprüsü. 150 metre uzunluğundaki Peace Bridge-Barış Köprüsü 2010 yılında hizmete açılmış. Üzeri her zaman kalabalık. Kimsesiz hallerini fotoğraflamak gün içerisinde neredeyse imkansız. Sabah çok erken gitmelisiniz. Bence Kura Nehri kenarına oturup karşıdan seyretmek daha keyifli. Gece ışıklandırılmış hali de bir başka oluyor. Zaten Tiflis’i hem gündüz hem de gece gezmelisiniz.

Bu arada Barış Köprüsü Tiflis’in tarihi dokusuyla oldukça tezat bir görüntü oluşturuyor. Bende yadırgamıştım bu ne böyle? diye. Böyle düşünen tek kişi olmadığıma seviniyorum. Halk buraya Always Bridge diyormuş. Neden peki? Always diye bir kadın pedi markası avrmış ve köprüyü o pede benzetiyorlarmış 😀 Haksız değiller.

12. Kura Nehri ve Tekne Turları

Tiflis’de yapabileceğiniz bir diğer aktivite de Kura Nehri üzerinde yapılan tekne turlarına katılmak. Kura Nehri çamur gibi akıyor. O gün mü öyleydi? hep mi öyle? bilemiyor insan tabi. Sürat tekneleri bir uçtan bir uca yardırıp duruyor. Onlardan da kiralayabiliyormuşsunuz. Biz tekne turuna çıkmadık. Uzaktan seyretmek daha keyifli geldi.

13. Flea Market Dry Bridge

Bizim mutlaka görmek istediğimiz diğer ünlü köprü Dry Bridge yani Dry Köprüsü. Bu köprünün özelliği üzerinde kurulan Flea Market yani Bit Pazarı. Ben çok severim. Türkiye’de de yurt dışında da varsa gittiğim yerde mutlaka giderim. Tiflis‘deki artık o kadar büyümüş ki köprüden yakınındaki parka kadar taşmış. Parkın içinde daha çok el sanatları, yağlı boya tablolar gibi ürünler satılırken köprünün üstünde daha çok eski biblolar, madalyalar, fincanlar gibi küçük objeler satılıyor. Ben bir heves gitmiştim ama Flea Market çok pahalıydı. Genelde bakmak ve fotoğraf çekmekle yetindik. Her tezgah fotoğrafa izin vermiyor. Önceden sorun. Bana bağıranlar oldu. Adamlar çöplerinin bile fotoğrafını çektirmiyor. Pazarlık şart. Yanınızda bir Gürcü ile yada Gürcüce bilen birisiyle gitseymişiz sonuç daha farklı olabilirmiş tabi.

14. Tiflis Sülfür Banyoları

Biz üç kaplıca hayranı arkadaş Tiflis’deki Sülfür Banyoları‘nı duyunca “mutlaka gitmeliyiz” diye düşünüyoruz. Tiflis’in kelime anlamı zaten Gürcüce sıcak su kaynağı demekmiş. Gürcüce bir kelime öğrendim. Yaşasın. Çantamıza mayolar, havlular, şampuanları doldurup düşüyoruz Tiflis sokaklarına. Sülfür banyoları Old Town tarafında. Sülfür Banyoları‘nı kokuyu takip ederek de bulabilirsiniz. Kükürt kokuyor. Berbat ama çok şifalı. Ben alışkınım bu kokuya. Sülfür Banyoları’na girecek olanlar mutlaka gümüş takılarını çıkarmalı. Kararıyor.

Sülfür Banyoları randevu ile çalışıyor. Biz bir kaç tanesine fiyat sorup, bize uygun olan saatler için bir tanesinden randevu oluşturuyoruz. Randevu saati geldiğinde kredi kartı ile ödemek istiyoruz. Kabul etmiyorlar. Başkasına gidiyoruz. O da bizi savuşturuyor. Kısacası hemen hemen hepsine sorduğumuz halde çok kaba davranışlara maruz kalıyoruz. İnsanı çileden çıkarıyorlar. Bizim ülkemizde de hamamlarda çalışanlar çok kabadır. Bu mesleğe has bir şey mi acaba bu? Fazla sıcağa maruz kalanlarda oluşan bir rahatsızlık mı?

Kısaca çok özenmiştik ama Sülfür Banyoları‘nı deneyimliyemiyoruz. Hevesimiz kursağımızda kalıyor. Gidebilenler yorumlara tecrübelerini bırakabilirse yazıya ekleyebilirim. Hatta içeriden bir fotoğraf da gönderirseniz on numara olur. 

15. Leghvtakhevi Şelalesi

Leghvtakhevi Şelalesi Botanik Park’ın içinde kalıyor.  Bizim gittiğimiz dönemde sadece Botanik Park’tan ulaşılıyordu ve dağa taşa doymuştuk. Şelalelerin hasını görmüştük. Şehir özlemiştik. Gitmedik. Ay keşke gitseymişiz ama. Artık Sülfür Banyoları’nı ve cumbalı evleri geçerek ulaşabiliyormuşsunuz.

16. Rustaveli Caddesi, Özgürlük Meydanı

Tiflis’te en dikkatinizi çekecek meydan Özgürlük Meydanı, en ünlü ve önemli caddesi Rustaveli Caddesi. Bulvara Ortaçağ’da yaşamış Gürcü şair Şota Rustaveli’nin ismi verilmiş. Özgürlük Meydanı Rustaveli Caddesi’nin başlangıç noktası. Meydanın tam ortasında bir direğin üstünde ata binmiş bir adam heykeli bulunuyor. Bu Aziz George’un heykeli. Sovyetler Birliği döneminde meydan önce “Beria Meydanı” ve daha sonra “Lenin Meydanı” denmiş. 1918 yılında Rus İmparatorluğu’nun çöküşüyle, Gürcü Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla Özgürlük Meydanı olarak ismi değişmiş. Bu meydan Gürcistan’ın bağımsızlık sembolü olarak görülüyor. Meydan Fas tarzı ile inşa edilmiş. Zaten Tiflis’te Filistin ve Fas mimarisine rastlayabiliyorsunuz.

Özgürlük Meydanı’ndan aşağıya doğru yürüyünce Tiflis Old Town‘a, yukarı doğru yürüdüğünüzde Rustaveli Caddesi‘ne çıkıyorsunuz. Rustaveli Caddesi üzerinde pek çok mağazadan alış veriş yapabilirsiniz. Rustaveli Caddesi 1,5 km uzunluğunda. Meydanın etrafında restoranlarda oturup bir şeyler yiyip içebilirsiniz. Old Town’a giden sokak üzeri de cıvıl cıvıl. Tiflis yakın yerlere kalkan turları o cadde üzerinde bulabilirsiniz.  

17. Tiflis Opera ve Bale Tiyatrosu

Tiflis’ten bahsederken tam bir sanat şehri kelimesini kullanmıştım. İşte Tiflis Opera ve Bale Tiyatrosu’da bunlara bir örnek. Binayı görmemeniz ve görünce etkilenmemeniz imkansız. Türkiye’de operaya gideni bulamazsınız. Bulamadığınız halde de çok pahalıdır. Yurt dışında opera çok hesaplı bir aktivite oluyor. Ben Ukrayna Lviv’de operaya gidip deneyimlemiştim. Tiflis’de de bu imkan var. Kaçırmayın derim. Opera biletlerine şuradan ulaşabilirsiniz. Tiflis Opera ve Bale Tiyatrosu’nun içine biletiniz olmadan giremiyorsunuz.

18. Tiflis Parlamento Binası

Bizim kaldığımız Lit Hostel’den yürüyerek Rustavelli Caddesi‘ne hop diye inivermiştik. Akşam saati ışıklandırılmış hali ile de bayılmıştık. O an tabi ne binası olduğunu bilmiyoruz. Meğer Parlamento Binası‘ymış. Binaya girmek istediğimizde öğreniyoruz ki girişe izin yok. Çünkü bina kullanılmıyor. Girebilsek bence içi de dışı kadar güzel bir binaydı.

19. The Chronicle of Georgia

Gürcistan Tarihçesi Anıtı Tiflis Denizi’nin yakınlarında yer alıyor. Biraz merdiven çıktıktan sonra 30-35 metre yüksekliğinde 16 tane sütunla karşılaşacaksınız. Bu sütunların üst kısmında krallar, kraliçeler ve kahramanlar bulunuyor. Alt kısmında ise Hz. İsa’nın hayatı tasvir ediliyor. 

20. İnstagram’lık Eski Apartmanlar

Tiflis’de bir de çok değişik mimaride eski evler bulunuyormuş. Eski Sovyetlerden kalma o kadar çok terkedilmiş bina varmış ki. O an bunu bilmediğim için biz gidemedik tabi ama hem kendime not hem de siz gittiğinizde kaçırmayın diye bir kaç tanesinin adresini buraya bırakıyorum. 

• Sanatoryum Medea
• Wine Rise Caddesi’ndeki Mural bina
• Kalantarov’s House Machabeli Street, No: 17 

  

21. Madien Bazaar

Tiflis Old Town’da bir alt geçitte bulunan hediyelik eşya dükkanını görmelisiniz. Her türlü hediyelik ve yerel ürünü bulabileceğiniz, fotoğraf çekmek isteyebileceğiniz bir yer. Kaçmaz.

22. Tiflis’deki Müzeler

Tiflis’de ayrıca pek çok müze bulunuyor. Biz eski Gürcü hayatını görebileceğimiz bir tanesine girdik. Çok güzeldi. Bir kaçını sizin için aşağıya listeledim:

• Tiflis Tarih Müzesi
• Gürcistan Ulusal Müzesi

Müzeleri ziyaret saatleri:  Sabah 9:00, Akşam 18:00 

Tiflis Hakkında

Tiflis denilince akla sanat gelmesi, Gürcistan’ın Batum’dan sonra en hareketli şehir olması içimde Tiflis’e karşı hep bir merak uyandırırdı. Şöyle bir araştırma yaptığımda Tiflis için ” Ölmeden önce mutlaka görülmeli. Yoksa pişman olursunuz” gibi söylemlerde bulunan yazılar okudum. Şimdi gidip görmüş biri olarak fikrimi söylüyorum. Yok böyle bir şey. Evet güzel bir şehir. Her an yıkılacakmış gibi duran binalar, o binaların içinde süpriz yumurta hesabı size ters köşe yapan muhteşem apartmanlar, Old Town’un hareketli sokakları hepsi ama hepsi çok güzel ama bir İSTANBUL değil. Bunu söyleyen büyük ihtimalle henüz daha İstanbul’u görmedi. Yine de gidilir mi? Kesinlikle gidilir.

Tiflis’e Ne Zaman Gidilir?

Tiflis yaz aylarında çok sıcak oluyormuş. Biz gittiğimizde Ağustos’un son haftasıydı. Ya biz sıcağa alışıktık ya da bizim gittiğimiz zaman o bahsettikleri sıcak olmamıştı. Genelde Tiflis’e İlk bahar ve sonbahar aylarında gidilmesi tavsiye olunuyor. Bize denk gelmemesi size gelmeyecek anlamına gelmez. Demek ki birileri fena yanmış. Kışları oldukça soğuk oluyormuş Tiflis’in yakınındaki görülecek yerlere kar varken gitmek zor olur. Baharda gidin en iyisi. 

Peki Tiflis’te Ne Kadar Kalınır?

Tiflis’te Ne Kadar Kalınır? diye soracak olursanız Tiflis bir hafta sonu seyahati için uygun bir şehir. Biz Tiflis’e gece vardığımız için iki gece bir gün kalmış olduk. Azerbaycan dönüşü tekrar bir tam günümüzü Tiflis‘te geçirdik. Yani yolumuzun üstünde hem dinlenme, hem dağdan indim şehire modu vakit geçirdik. Dolu dolu yetti. Yani 2 bilemedin 3 gün Tiflis’i gezmeniz için yeterli olacaktır.

Tiflis Konaklama

Tiflis’e giderken bir rezervasyonumuz yoktu. Zaten benim nereye giderken bir rezervasyonum oldu. Seyahatlerimde ne zaman nerede olacağımı asla kestiremiyorum. Gördüğüm her tabelaya, önünü ardını düşünmeden bodoslama dalmamdan da kaynaklı olabilir. Yarım saat kalırım dediğim yeri çok sevip bir günde kalabiliyorum, bir iki gün kalırım dediğim yerden yarım saatte de kaçabiliyorum. Şekil 1a örnekleyecek olursak herkesin bayıldığı benimse kaçtığım Ürdün Wadi Rum.

Neyse, sadede gelecek olursak; ben bir yere gider sokak sokak gezerken bir taraftan da hostel falan bakarım. Bu şekilde Tiflis sokaklarında dolanırken Fabrika Hostel‘e giriyoruz. Müthiş bir ortamı var. Zaten kafa yapım itibari ile otelden çok Hostel’e uygunum. Gençlik orada ve çok eğlenceliler. Fabrika Hostel‘de konaklayabildik mi? Tabiki hayır. Çünkü kendisi çok popülermiş ve rezervasyonsuz gitmek intiharmış.

Tatlı sahibiyle uzun uzun sohbet ediyoruz. Tiflis’teki ilk saatlerimizde nereleri gezmemiz gerektiğini, verdiğini harita üzerinde tek tek işaretleyerek bizi uğurluyor. Bize Good Luck. Bir kaç hostele daha giriyoruz ama oraları beğenmiyoruz. En son Lit Hostel’e kendimizi attığımızda gece 2. Çok yakınında aracımızı bırakabileceğimiz uygun yerde var. Şimdilerde sizin burada kalmanız yazının başında da belirttiğim gibi imkansız. Çünkü artık yok. Yoksa başka yere göndermezdim.

Diğer bir seçenek de Airbnb üzerinden ev kiralamanız. Çocuklu bir aileyseniz kesinlikle bu yöntemi seçmelisiniz. Yok ben konfor severim diyorsanız yıldızlı otellerin iletişim numaraları Google amcada var zaten. Kendiniz halledersiniz.

Tiflis Yeme İçme

Yazımın başlarında Tiflis anılarımdan bahsederken gece vakti yemek bulmanın zorluğundan bahsetmiştim. Old Town tarafını bulamamışız o an. Ondan öyle olmuş. Old Town tarafında yeme içme yerleri geç saatlere kadar açık oluyor. Aynı bizdeki gibi yan yana sıralanmış restoranların önündeki adamlar ısrarla kendi dükkanlarına müşteri çekmeye çalışıyor. Bu sizi bayabilir. Zira bizi baydı. Hemen hemen hepsinde fiyatlar aynı zaten. Gözünüze güzel gözüken bir tanesine oturun bitsin bu işkence.

Haçapuri ünlü börekleri. Her şeyli yapıyorlar. Sabah kahvaltısında Haçapuri ile başlangıç yapabilirsiniz. Kocaman dev mantılara benzeyen yemeğin adı Hengel. Siparişi tane ile verebiliyorsunuz ve ücreti de tane fiyatı zaten. Etin içinde bolca kişniş kullanıyorlar. Alışık olmayanlar için rahatsız edici olabilir. Burada en önemli söyleyeceğim şey Kocaman mantının dibindeki hamuru yememeniz. Oradan tutup ısıra ısıra yemek içinmiş. Ben yedim. Lönk diye oturdu mideme. Isırınca da içindeki suyu akıyor her yere. Ne demeye o kadar kocaman yaparsın? Yap bizim mantılar gibi bir kaşığa 40 tane, değil mi? Yoğurtumsu bir sosu da vardı.

Old Town‘da sokakta çeşmeler var. Çeşmelerden su içiliyor ama tadı biraz değişik. Eskiden olsa her şey ucuz derdim ama artık bizim için ucuz diye bir şey yok. Son kurlar ortada. 

Tiflis Nerede?

Tiflis Gürcistan’ın başkenti, Gürcistan’ın doğusunda yer alan en kalabalık şehri. Kafkasya’nın en güzel şehri. 

Tiflis Nasıl Gidilir?, Tiflis Yol Tarifi

Tiflis’e nasıl gidilir? Biz kendi aracımızla gittik. Kendi aracınızla nasıl gidersiniz öğrenmek için şuraya tıklayabilirsiniz. Yazı yeterince uzun oldu zaten. Diğer seçenek uçakla gitmek. Türkiye’den Tiflis’e direkt uçuş bulunuyor. Bir başka seçenek de otobüsle gitmek. Karadeniz’den özellikle Hopa’dan kalkan otobüslerle Gürcistan’a geçebilirsiniz. Batum’u gezip oradan dolmuşla Tiflis’e gelmiş bir kız vardı hostelde. Batum Tiflis arası trende kullanabilirsiniz. Tren istasyonu şehrin içinde. Hatta çok komik bir şey de yaşadık o istasyonda. Biz metroya binmeye çalışırken yanlışlıkla tren istasyonuna girmişiz. Görevli pasaport kontrolü falan deyince ayıldık. Azerbaycan’a giden tren de orada çünkü. Az kalsın kendimizi Bakü’ye giden trende bulacaktık.

Tiflis Şehir içi Ulaşım

Tiflis şehir içi ulaşımda bizim kartlara benzer kartlar (MetroMoney) kullanıyorlar. Bizim kaldığımız hostelin sahibi bize bir tane verdi ve biz onu doldurarak kullandık. Metro ve teleferikte kullanabiliyorsunuz. Metro ile birkaç söyleyecektim ya. İşte yeri burası. Hatırladığım ilk şey yürüyen merdivenlerin çok hızlı olduğu. Üstüne atlamak zorunda kalmamız. İkinci şey ise arzın merkezine iner misali çok dik ve uzun bir iniş olması. Sonuncusu da çok gürültülü olması. İnsan kendi sesini bile duyamıyor. Enteresan bir deneyimdi. O metroya mutlaka binilsin.Genelde Tiflis’te taksi kullananlar şoförlerin insanları nasıl kazıkladığından bahsetmiş ve buna çare olarak bizdeki Uber gibi bir uygulama olan BOLD’u önermiş. Biz genelde şehir içinde çoğu yeri yürüdük. Bir iş yapmaya gitmedik sonuçta. Sokakları yürüyerek keşfetmeyeceksek neden gittik değil mi? Bir kez metroyu kullandık. O da merakımızdan. Güzel bir tecrübeydi. Gittiğimiz ülkelerin toplu taşıma araçlarını kullanmayı seviyorum. Kırgızistan’da da belediye otobüsüne bindirdiğim arkadaşlarım dumura uğramıştı.

Son olarak havaalanına geleceklerin şehre nasıl ulaşacağı bilgisini vererek yazıyı bitireyim. Hakikaten fazla uzun bir yazı oldu. Sonuna kadar okuyabilenleri ödüllendireceğim. Havaalanına gelince BOLD uygulamasından taksi çağırabilirsiniz. Bu uygulamayı gitmeden telefonunuza indirin. Eğer indirmeden gitmişseniz bindiğiniz taksi ile mutlaka pazarlık edin. Havaalanından şehre 37 numaralı otobüsle 0,50 Lari ücretle ulaşabiliyormuşsunuz. Deneyenlerin yalancısıyım. 37 numaralı otobüs sabah 7’den gece 11:40’a kadar her 15-20 dakikada bir kalkıyor. Gece 11’den sabah 6’ya kadar ise 137 numaralı otobüs hizmet veriyor. yani Tiflis Havaalanı’ndan 24 saat boyunca şehre toplu taşımayla ulaşabilirsiniz.

Bu arada son bir bilgi: Havaalanında döviz bozdurabilirsiniz. Şehirle arasında pek kur farkı yok.

Hadi beni İnstagram’dan takip et 😉 İnstagram: nerdesinbahar

Tiflise Yakın Gezilecek Yerler

Hazır Tiflis’e gelmişken Tiflise yakın gezilecek yerleri de listeleyeyim. Daha ayrıntılı okumak için Gürcistan Görülecek Yerler yazımı okumalısınız. 

• Kazbek
• Gergety Trinity Church
• Rusya-Gürcistan Dostluk Anıtı
• Gudairi Kayak Merkezi
• Ananuri
• Mtskheta Jevari

Diğer Gürcistan Yazılarım

Diğer Gürcistan yazılarıma da göz atmalısınız. Bu kadar detaylı Gürcistan yazıları yazacağımı hiç düşünmezdim ama bence güzel oldu. 😉

• Gürcistan’a Gitmeden Önce Bilmeniz Gereken Püf Noktaları
• Gürcistan Görülecek Yerler
• Vardzia Mağara Manastırı
• Batum Görülecek Yerler
• Kutaisi Gezilecek Yerler
• Kazbek Dağı Hangi Ülkede?

Keyifle…

Bahar Gündoğdu

2011’de tam zamanlı işinden istifa edip tutkusu olan seyahat etmeyi iş haline getirdi. 2017  yılından beri Hürriyet Seyahat’te gezgin yazar, 2018’den beri de blogunda yazılar yazıyor. Blog ilk etapta gazetedeki yazılarının arşivi olarak düşünüldü ancak daha sonra istediği gibi özgür yazmanın tadına vardı. Gezdiği yerler kadar yollarda tanıştığı, dokunduğu hayatlarında hikayesini yazıyor. Belki bir gün bir hikayenin kahramanı da siz olursunuz kim bilir?

Paylaşmak güzeldir!