• Zanzibar, Tanzanya

Hint Okyanusu’nda ki Tropik Cennet Zanzibar

Reklamlar

Loading

Zanzibar’a, Fredy Mercury’nin doğduğu topraklara gidiyoruz. Zanzibar yada Zengibar, Afrika’nın doğusunda Tanzanya’ya bağlı özerk yönetilen iki adadan oluşuyor. Ana ada Zanzibar ve Pemba Adası olmak üzere iki adadan oluşan özerk bölgenin başkenti Stone Town. Bembeyaz kumlara inat simsiyah insanların yaşadığı, Hint Okyanusu’nda miniminnacık bir ada. Bizi neler bekliyor bilmiyoruz. Son derece heyecanlı ve kabına sığmayan neşemizle yollardayız.

Beni sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın. Daha çok fotoğraf ve hap bilgiler için;

İnstagram: nerdesinbahar

Facebook: nerdesinbahar 

Kısa kısa Zanzibar

  • Zanzibar’da her köyün ayrı idaresi olduğunu söylediler. Yola çıkan aracımız pek çok noktada polis tarafından durduruldu. Yerde çivili tahtalar vardı. Rehberimizin dediğine göre önceden izinler ayarlanıyormuş. Bizim oradan geçeceğimizi biliyorlarmış. Habire bir kağıtlar gitti geldi. Ne olduğunu anlamakta zorluk çektim.
  • Bu polis noktalarında sağın solun fotoğrafını çekiyordum. Rehber telaşla fotoğraf çekmemem konusunda uyardı. Polis noktalarında fotoğraf çekmeyin. Aynı zamanda izinsiz kadınların fotoğrafını da çekmeyin. Cezası varmış. İzin istediğinizde de vermiyorlar zaten.
  • Minnacık çocuklara acayip makyajlar yapıyorlar. Bayram olduğu için mi öyleydi bilmiyorum. Fotoğrafını çekmek istediğinizde 5 dolar diyor annesi. Ne çekerim ne veririm. 
  • Zanzibar için iki gün asla yeterli değil. Daha zamanım olsaydı bir baharat turu yapmak isterdim. Fredi Mercury’nin evine gidebilir geçmişi acılarla dolu köle pazarını gezebilirsiniz. Dev kaplumbağaları görmeye gidebilirsiniz. Onlarla yüzebilirsiniz. 
  • Zanzibar oldukça fakir bir ülke. Oraya giderken çocuklar için bir şeyler götürmeyi unutmayın. Sizin dönüp bakmadığınız pek çok şey onların gözlerinde kocaman gülümsemelere dönüşüyor. Yardım dağıtırken lince uğrıycaz diye çok korkuyoruz. Bir gün önce dağıtan arkadaşlar halkın arasında kalmış. Sabah erkenden kapıları çalarak dağıttık götürdüklerimizi. O zaman bile kardeşler arasında kavga çıktı. Resmen korktum. Ne götürelim derseniz; yükte hafif herşey… Kırtasiye malzemesi, giysi en çok da terlik… Ayakları çıplak çocukların. Kızlara toka, erkek çocuklarına sulu balonlu oyuncaklar…
  • Afrika zencisine pek benzemiyorlar. Kalın kalın kaşlı, aslında bizim gibi beyaz olacaklarmış ama son dakika siyah olmuş gibiler. 
  • Hint Okyanusu’nun ortasında, cennet gibi bir adada çok sert, olabildiğince fakir, çok mutsuz ve de ciddiler. Kenya’dan Zanzibar’a geçmiştik. Orada askerlerle şakalaşıp gülüyordum. Askerlerin silahlarıyla poz veriyordum. Burada çocuklar hariç kimse gülmüyor ve çok agrasifler. Kendinize dikkat edin.
  • Para birimi Tanzanya Şilini. Bizim paramızın kıymetli olduğu ender yerlerden…

 

Gülüşünü yediğim Zanzibarlı çocuklar

Zanzibar’a Nasıl Gittik?

Kenya topraklarında ki tüm safarilerimiz bitti ve biz artık ülke değiştiriyoruz. Önce Nairobi’den Mombasa’ya uçuyoruz. Uçağımız turuncu renkte, üstünde Bags Bunny’nin karikatürü var. Uçağımızın adı Bob Marley. Bağcılar dolmuşunun uçan versiyonu adeta. Uçağa biner binmez hosteslerin kabalığından ne olduğumuzu şaşırıyoruz. Yiyecekleri resmen kucağımıza atıyorlar. Mombasa da inenler, binenler olması ve yakıt ikmali için uçaktan iniyoruz. Suratsız hostesimiz yakıt alacakları ve bizim güvenliğimiz için uçaktan inmemizi rica ediyor.

Turuncu renkli o uçak gerçek

Rehberimiz sigara içebilir miyiz diye sorunca o suratsız hostes biran da kahkahalarla gülmeye başlıyor. Rehberimiz bizi havaya uçuracak. Bizden başkası soramazdı böyle bir şey zaten. 

Zanzibar Havaalanı Bir Mahşer Yeri

Mombasa – Zanzibar arası çok kısa. Kenya bozkırlarında biraz üşümüştüm, burası yanıyor. Bir sürü inen uçak ve gümrükte bekleyen mahşeri bir kalabalık var. “Selamün aleyküm” dememiz ve müslüman olmamız bizden önce inen İtalyanların önüne geçmemizi sağlıyor.İçerisi çok sıcak ve mahşeri kalabalık. Bir form doldurmamız gerekiyor. O formla başka başka sıralara girmemiz gerekiyor. Öyle karışıktı ki hatırlamakta zorluk çekiyorum. Grup olmamız sebebiyle biraz önlere geçebiliyoruz. Vize için fotoğrafınızı çekip kapıda 50 dolar karşılığında vizeyi alabiliyorsunuz. Vize memurları oldukça yavaş. Sabahın köründen beri yoldayız. Sabah üşürken şimdi yanıyoruz.

Zanzibar, Tanzanya

En sonunda herkes çıktığında bizi bekleyen iki araca bölünüyoruz. Adanın en kuzeyine gidicez. Tam bir saat sürüyor. Arada köylerden kasabalardan geçiyoruz. Palmiyeli, tropik bir adadayız. Amman Bungalows’ta kalıcaz.

Hint Okyanusu’yla İlk Buluşma

Resepsiyon işlerimiz halledilirken ben dayanamayıp kendimi plaja atıyorum. Gördüğüm manzara olağanüstü. Hint okyanusu bembeyaz kumları ve turkuaz rengiyle karşımda, uçsuz bucaksız. Ahşap merdivenler öyle güzel ki, ayakları okyanusun içinde. Sıcak da bir taraftan. Her şey beni yoldan çıkmam için kışkırtıyor ve dayanamayıp elbiselerle denize atlayıveriyorum. O kadar yola, uykusuzluğa ve sıcağa ilaç gibi geliyor. Aynısını gecenin bir yarısı Batum’da da yapmıştım. İlk önce deli olduğumu düşünen ekip arkadaşlarım sonradan suya atlayınca bana teşekkür etmişlerdi. İnsanı en güzel dinlendiren şey su ve deniz.

Elbiseleriyle suya atlayan bir Bahar bırakalım buraya

Odalara yerleşim ve sonra yine kendimizi hemen plaja atıyoruz. Artık saat geç oldu zaten, güneş etkisini kaybetti. Plajda sohbet ve gün batımının tadını çıkrmaya çalışırken etrafımızda masai yerlileri laf atıyor. Etrafımızı çember gibi çevirdiler. Otelin güvenliği başımızda bekliyor. İnanılır gibi değil. Duymamazlığa geliyoruz.

Zanzibar ahalisi akşam yürüyüşünde

Sahilde akşam yürüyüşü yapan Zanzibar ahalisini seyrediyoruz. Zanzibar Tanzanya’ya bağlı ve müslüman bir ülke. Muhteşem bir gün batımında, bembeyaz kumlarda, kah yuvarlanıp, kah yüzüp günü bitiriyoruz. Akşam yemeğe indiğimizde bir bakıyoruz deniz gitmiş. Coğrafya kitaplarının ekinoks olayları gözümüzün önünde gerçekleşiyor.

Zanzibar animasyon ekibi

Akşam otelimizde yemeğimizi yerken Afrikalı animasyon ekibi gösterilerini sergiliyor. Tam tamlar eşiliğinde dans ediyorlar. Final de bir boğa yılanı geliyor. Biz de tabi ki yılanı omzumuza alıyoruz. Çok ağır ve kaygan olan derisinden taşımakta zorluk çekiyorum.Yılanın ağzını bantla bağlamışlar. Dili ağzındaki oyuktan girip çıkıyor. Ürkünç olduğu doğru ama insan kaç defa bunu yapabilir hayatında?

Boğa yılanı ve ben adlı çalışma

Yemekte kocaman bir balık söylüyoruz ama bizim alıştığımız tatlarda değil. Ekşimsi bir tadı var. Ne balığı olduğunu hatırlamıyorum. Bir gözü var kocaman bir inci tanesi kadar. Deniz mahsulleri çorbası bundan sonraki günlerimde favorim oluyor. Birkaç gündür yediğim her şeyden aynı tadı alıyorum. Meğer bağışıklık sistemi çökmeden önce böyle olurmuş. Döndüğümde serumlarla yattım.

Zanzibar’ın bembeyaz kumları

Hint Okyanusu’nda Bir Ceviz Kabuğu

İkinci günümüzde tekne turu var. Stonetown’dan teknelerimize biniyoruz. Ekinokstan sular yine çekilmiş. Tüm eşyalar elinizde bata çıka sularda ilerlemeniz gerekiyor. Teknelerin yanaşabildiği derinlikte ki su neredeyse bizim belimize gelen su yüksekliği oluyor. Yanınıza aldığınız eşyalarınız ıslanabilir. Önleminizi ona göre almalısınız. Benimkiler bir miktar ıslanıyor.
 
Teknelere ulaşma çabamız takdire şayan
Tekneler Simbat’ın tekneleri gibi.  Bir ceviz kabuğu adeta. Tuvalet gibi birşeyler ummayın hiç. Kıçtan bir motor takmışlar, bezden bir yelken olmuş size bir tekne. Bizim balıkçı kayıklarının birkaç boy büyüğü sadece. Kumdan bir adaya çıkıyoruz. Film karesi gibi her şey. Kuma saplanan sopaların tepesinde rengarenk kumaşlarla tente yapmışlar. Ben suyun altını merak ediyorum. Sualtı gerçekten olağanüstü.
 
Ceviz kabuğundan gemilerimiz

Hiç Kaynar Deniz Suyunda Yüzdünüz Mü?

Bir resif bulup dalıp çıkarken birden bire su öyle bir kaynar hale geliyor ki inanılır gibi değil.Arkadaşıma soruyorum cevap yok. Sadece bana mı öyle geliyor yoksa deniz termal su sıcaklığında mı? Gerçekten çok sıcak. Bir ara adaya baktığımda tüm teknelerin hareket ettiğini görüyorum ve biz denizin ortasındayız. Neyse ki bizi denizden alıyorlar.  Ekinokstan kum adacık sadece 1 saat dışarıda kalıyormuş. Sonra batıyormuş.
 
Zanzibar, Tanzanya
Zanzibar, Tanzanya
Kumların sıcaklığı da denizin suyunu kaynatıyormuş. Korkacak bir şey yokmuş yani. O ceviz kabuğu tekneler dönerken öyle bir yelken açıyor ki bir an da masal dünyasına ışınlanıveriyorsunuz. Hint Okyanusu’nda ki cevizden kayıklar ve bembeyaz yelkenleri, Simbat’ın bir sahnesi gibi. Püfür püfür bir rüzgar ve Hint Okyansu’nun üstünde onlarca bembeyaz yelkenleriyle kayıklar… Şuan bile o ana gidebiliyorum. Masalsı birşey.
 
Zanzibar, Tanzanya
Öğle yemeği için başka bir adaya çıkıyoruz. Orada pek çok tezgah açılmış. Zanzibar’a özgü şallar, elbiseler, tişörtle, magnetler… Ne ararsanız getirmişler. Bir taraftan alışveriş yaparken diğer taraftan adanın tadını çıkarıyoruz. Öğle yemeğimiz burada olacak. İlk önce haşlanmış pirinç geliyor. Üstüne domates ve biberli bir sos konuyor. Hakikaten çok lezzetli. Sonra dev karidesler veen öldürücü darbe olan istakozlar geliyor. Ülke tropik olunca en ucuz yemek istakoz, karides. Bizim tekne turlarında ucuz olsun diye çıkan tavuk yada uskumru balığı neyse burada da onların ucuz yemeği bu. Şaka gibi. 
 
Zanzibar’da öğle yemeği

Afrika’da Beyaz Kadın Olmak

Afrika’da beyaz olmak hele ki kadınsanız çok ilgi göreceğiniz anlamına geliyor. Akşam katıldığımız bir plaj partisinde, araya karışan bir Masai yerlisi sarılıp öpüveriyor. Kendinizi kollamalısınız. Baş parmağa takılan yüzük evlilik yüzüğü anlamına geliyormuş. Ben çok kullandığım için bu soruyla çok karşılaşıyorum. Daha önce de yazdığım gibi otelin güvenliği başımızda beklemişti. Etrafımızı ne dediğini anlamadığımız Masailer sarmıştı. Müslüman bir ülkedeyiz. Hemde oldukça koyu müslüman. Kadınların fotoğrafını çekmek bile yasak. O sıcakta full tesettür dolaşıyorlar. Beyaz kadın onlar için serbest sex anlamına geliyor olmalı. Beyazsanız ve turistseniz herşey serbest diye düşünüyorlar demek ki… Sarı saçlı olanlar daha da markaj altında kalıyor. Siyah saçlarıma şükrediyorum. Böyle bir durumda müslüman olduğunuzu belirtirseniz bir nebze de olsa kurtulabilirsiniz.

Hint Okyanusu’nda Dalış Zamanı

Son günümde benim için bir tutku olan dalış için hazırım. Yurtdışında dalış yapmak pek bizim ülkemizde ki gibi ucuz değil. 2 dalış yarım gün için 150 dolar ödüyorum. Bizimle ilgilenen adam uzun uzun birşeyler anlatıyor. Ben pek dinlemiyorum. Kafam odam da unuttuğum dalış maskemde. rdaşıma ne dediğini anlayıp anlamadığını soruyorum. “Anladım” diyor. Bize bir drybag veriyorlar. Nedense 3 kişi aynı çantaya sığmaya çalışıyoruz. Başka çanta isteğime arkadaşlarım itiraz ediyor ve hocalar önde biz arkada ekinokstan dolayı yanaşamamış, denizin ortasında duran dalış teknesine doğru ilerliyoruz. Tüpümüzü onlar taşıyor, çantamızı kendimiz…

Zanzibar, Tanzanya

Tekneye ilerlerken çok değişik bir deniz yıldızı görüyoruz. Elden ele dolaşıyor önce. Fotoğraf çekmek isterken önce sağ, onu toparlayayım derken sol ayağıma deniz kestanesi batırmayı başarıyorum. Tekneye yürürken hocaların peşinden ayrılmayın. Her yer deniz kestanesi. Sanırım o adam uzun uzun bunları anlattı ama biz anlamadık.  Bir deniz yıldızı uğruna her iki ayağıma birden, gözleri olan deniz kestanesini batırıp tekneye hocanın kucağında çıkıyorum. Çok canımın yandığını söyleyebilirim. Onlar pek oralı değil. Ayağını gösteriyor.

Zanzibar, Tanzanya

Kırk ayrı yerde deniz kestanesinin dikenlerini görüyorum ayağında. Eğer ayağınıza deniz kestanesini batırmayı başarırsanız benim gibi yapmanız gereken şey mümkün mertebe üstüne basmamanız. Diken daha da içeri ilerlemesin. Eğer dikenlerin ucu dışarıdaysa kırmadan çekip çıkarmaya çalışın. Eğer içerideyken kırıldıysa üstüne çok yük vermeden yürüyün ve en kısa sürede zeytinyağı dökün. Yağ dikenin dışarı çıkmasını sağlıyor bir müddet sonra. Çok acıyor benden söylemesi… (Zeytinyağı yoksa herhangi bir yağda işe yarıyor.)

El salla salla… Başına gelecekten haberin yok

Kızıldeniz mi? Zanzibar mı?

Kızıldeniz de de dalmış biri olarak söyleyebilirim ki Zanzibar olağaüstü. Normalde 6 kiloyla dalış yapan ben 2 kiloyla dalıyorum. Uzay boşluğunda olma hissini yaşamak bu işte. Hint Okyanusu’nda dalmasanız bile maske şinorkelle pek çok şey görebilirsiniz. Mercanlar çeşit çeşit birbiriyle yarışırken rengarenk balıklar sizin ne olduğunuza bakmaya geliyorlar. Korkup kaçacaklarına, hepsi toplanıp üstünüze üstünüze yüzüyor. Ne olduklarını da anlayamayınca koca cüssemle küçücük balıklardan kaçan ben oluyorum.
 
Gülümse, çekiyorum… Tatlı kırmızı deniz yıldızı
Gittiğimiz bölgede dalış yapmasaydık bile şinorkelle dalışta gördüğümüz herşeyi görürdük. Öyle bir sığ dalış yaptık. Paletimin ucu dışarıdaydı. O derece sığ… Arkadaşım kaplumbağa görmüş. Ben benekli vatoz gördüm. Heryer mercan cenneti zaten. Çeşit çeşit boy boy… İkinci dalışımız için dev deniz atlarını görmek istemiştik. Bunun için daha derin bir dalış yapmak gerekiyor. Onları maske şinorkelle göremezsiniz. Biz daldığımız halde göremedik. Dalışta hiçbirşeyin garantisi olamaz.
 
Zanzibar, Tanzanya

Stone Town

Stone Town Zanzibar’ın merkezi. Ada Afrika, Arap, Hint ve Avrupa mimarisinin izlerini taşıyınca ortaya çok değişik bir mimari çıkmış. Anlamı da taş şehir zaten… Daracık sokaklarda hediyelik eşya dükkanları beni benden alıyor. Her şey çok mistik ve büyüleyici. Başka bir dünya adeta. Zanzibar’a milli bayram tatillerinde gitmek pek akıllıca değil. ülke çok koyu müslüman. Halk tatile çıkıyor. Sokaklar insan seline dönüyor. Deli bir trafik oluyor. Dolmuş yada otobüslerin içinde sıkışmış insanları izliyorsunuz. Hele akşam olunca tam bir curcunaya döndü heryer. Oysa ki ne kadar güzeldi o daracık sokaklar, peşimizde koşan çocuklar, rengarenk dükkanlar…
 
Stone Town sokakları, Zanzibar
Pazarlık şart. Genelde herşeyin fiyatını çok yüksek söylüyorlar. Bunun nesi enteresan diyebilirsiniz. Bence de enteresan değil ama yazmam da gerekir. Sıkı pazarlıklar sizi bekliyor. Ürünler hemen hemen her dükkanda aynı. Biri indirim yapmıyorsa yan dükkana geçin. Çok güzel şeyler var. Kendini kaybediyor insan. Bir ara birileri yanımıza gelip başka bir yerde daha ucuz dükkanlar olduğunu söyledi. Grup olarak peşlerine takıldık. Bizi arka sokaklara çektikçe çektiler. En sonunda gruptan biri (tek erkek) geri dönmemiz gerektiğini söyledi. Pek tekin gelmedi o sokaklar da o insanlarda. Kimsenin peşine takılıp gitmeyin. Üç kuruş fazla olsun yada almayıverin. Ne olur ne olmaz.
 
Stone Town sokakları, Zanzibar

Paylaşmak güzeldir!

Reklamlar

İlgili yazı

2 Comments

  • · Edit

    Merhaba Bahar, yine harika bir yazı, eline sağlık. Birkaç sorum olacak, vizeyi kapıda alıyoruz galiba, sadece nakit mi yoksa kredi kartı ile alma imkanımız da var mı? Bir de havalimanından otele olan transferi gitmeden mi ayarlamak daha mantıklı yoksa oraya gidince kolayca bulabilir miyiz? Teşekkürler

    Reply
    • Avatar photo
      Author · Edit

      Merhaba, öncelikle teşekkür ederim. Vizeyi kapıda nakit ödemiştik. Kredi kartını bu tarz ülkelerde pek kullanmadığım için sormadım. Transferlerimizin hepsi önceden ayarlanmıştı. Hayatımın ilk ve tek turu olarak kaldı bu gezi… 🙂 Tur bana göre değil

      Reply

Yorum Yaz

Your email address will not be published. Required fields are marked *