Hürriyet Seyahatte yayımlanan yazımın daha detaylı hali
Doğu ekspresiyle Kars macerası maratonuna kapılmayan insanoğlu kalmadı bu sene. Yer bulmak ne mümkün. Geçen kış Doğu ekspresiyle Kars’a giderken planım Van’a gitmek ve oradan da Van Gölü Ekspresi’yle dönmekti ama gerçekleştirememiştim. Aslında Van Gölü Ekspresi ile Van’a gitmeyi istemiştim. Van’a gitme girişimlerimin hepsi sonuçsuz kalınca çat diye aldım uçak biletini direkt gittim.
- Van maceramı da okumak isterseniz tıklayın.
Beni instagram hesabımdan takip etmeyi unutmayın. Hikayeler ve öne çıkanlarda çok şey anlatıyorum 😉
İnstagram: Nerdesinbahar
Van Gölü Ekspresi Bilet Alma
Van da çok güzel zamanlar geçiriyorum. Biraz erken dönmem gerekiyor. Neden? Çünkü her gün tren yok.
Ankara: 11:00 Tatvan: 12:09 Ankara’dan: Salı, Pazar. Tatvan: 07:00 Ankara: 07:20 Tatvan’dan: Salı, Perşembe
Yani salı yada perşembeden birini seçmem gerekiyor. Tren bileti alabilmek için TCDD’nin uygulamasını indirirseniz işlemleri çok kolay yapabilirsiniz. Ben kuşetliden salı günü için bir bilet alıyorum. Uygulamada kuşetli vagon bileti 64,5 lira. Akdamar Adası’nın tepelerinde gerçekleştirdiğim bilet alma işleminde paranın çekildiğine dair bir uyarı balonu çıkıyor ancak sonrasında herhangi bir mesaj gelmiyor.
Uygulamaya baktığımda da aldığım koltuk dolu gözüküyor. Bileti alabildim mi alamadım mı bilmiyorum. Van Gölü Ekspresi’nde yer bulmak oldukça kolay. Sivas’a kadar da kompartımanda tek başınıza seyahat edebiliyorsunuz. Orada tren tam doluyor.
Van Gölü Ekspresi Nereden Kalkıyor?
Tren Tatvan’dan sabah 7’de hareket ediyor. Van da kalırsam sabah trenini yakalamam mümkün değil. Bir gün önceden Tatvan’a gidip o gece orada kalmalıyım ki sabah trenini yakalayayım. Ben de kendime kalacak bir yer ayarladıktan sonra öğlen saatlerinde Tatvan için Van otogarına gidiyorum.
Van’dan diğer şehirlere giden otobüsler Tatvan’dan geçtiği için her saat ulaşım var. Ben Van Gölü Turizmden 20 liraya bir bilet alıyorum. Van çıkışında ve Tatvan girişinde iki ayrı noktada jandarma kontrol bölgesi var. Tüm araçta bir saat arayla iki defa gbt yapılıyor.
Tatvan Couch’u Hasan
Ben seyahatlerimde orada yaşayan insanlarda kalıyorum. Uluslararası adıyla couchsurfing uygulaması, Türkiye de ise couchrail face grubundan referansları sağlam ev sahiplerim de kalıyorum. Bu seferki koçum Tatvan 3 nolu Aile Sağlığı Merkezi Doktoru Hasan.
Tatvan’dan trenle dönenler genelde Hasan’da kalıyor. Tatvan’ın tek couch’u. Yol boyu kendisiyle devamlı irtibattayız. Van Tatvan arası 2,5 saat sürüyor. Bana inmem gereken yeri söylüyor. İstersem çantamı bırakabileceğimi ve Tatvan’ı gezebileceğimi söylüyor. Eviyle sağlık ocağı arası beş metre yok. Couchsurfingden de yabancı gezginleri çok ağırlamış. Bu konuda çok tecrübeli bir ev sahibim var. Tatil zamanlarında otostopla geziyor ve benim gibi seyahat ediyor.
Sağlık ocağını kolayca buluyorum. Zaten mesaisi biten Hasan bana Tatvan sahilini gezdiriyor. Nirvana Ev Yemekleri diye bir yerde diğer doktor arkadaşlarıyla yemek yiyoruz. Porsiyonlar kocaman. Tatvanlı kadınlar resmen döktürmüş. Bana hesap ödettirmedikleri için fiyat hakkında bir fikir sahibi olamıyorum. Halbuki beni misafir ettiği için ben ısmarlamak istemiştim. “Sen daha doğuyu öğrenememişsin hocam” diyorlar.
Tatvan da gölde kadın erkek karışık yüzme olayını sorunca “oooo hocamm” diye sesler yükseliyor. “Asla olamaz öyle şeyler ama kadın ayrı erkek ayrı plajlar var” diyorlar. Hasan Van gölü manzaralı bir evde yaşıyor. Ben de o manzarayı seyrederek uyuyorum ve sabah da o güneşin doğuşunu izleyerek uyanıyorum.
Hasan tüm yorgunluğuna rağmen sabah 6 da beni gara bırakıyor. Artık Tatvan 3 nolu Aile Sağlığı Merkezin de bir sürü doktor arkadaşım var. Bu şekilde seyahat etmeyi çok seviyorum.
Tatvan Tren Garı Bilet Kaosu
Tren garında beni bir süpriz bekliyor. Bileti alamamışım. Para kartımdan çekilmiş ancak bilet yok. Tatvan tren garında pos cihazı yok. Bu şekilde ortada kalan tek kişi de değilim. Bir grup genç çocuk daha vahim durumda. Toplu olarak bilet almışlar. Yüklü bir miktar tek bir kredi kartından çekilmiş.
Pos cihazı da olmadığı için aralarında para denkleştirmeye çalışıyorlar. Neyse ki bilet var. Gişe memuru bana para çekilse bile geri ödendiğini, geri kalanını bankayla halletmem gerektiğini söylüyor ama “sen yine de Ankara garda bir sor” diyor. Döndükten birkaç hafta sonra hesabımda hala çekilen bilet parasını göremeyince orayı ara burayı arayıp en sonunda Ankara da bir telefon numarasına ulaşıyorum.
0312 309 05 15 nolu telefondan dahilisi 71791 da ulaştığım Sebahattin Bey bana tüm sorularımın cevaplarını veriyor. Sistem de işlem sırasında internet zayıflarsa bu tarz hatalar olabiliyormuş. Tüm işlemler yapılıp bilet alma kısmına gelindiğinde oluşabilen bir kopmada işlem yarım kalıyormuş. İşlem tamamlanamadığındaysa normalde 2 saat içinde sistem parayı geri gönderiyormuş.
Bende Akdamar adasının tepelerinde cılız internetle bilet almaya çalışırken sistem kopuvermiş herhalde. Sistem işlem sırasında 20 dakika bileti sizin için tuttuğu için de koltuk dolu gözükmüş. Kontrol ettiğimde almaya çalıştığım koltuk dolu gözükmüştü. Satın aldım herhalde diye düşünmüştüm.
Yani sistemde bilet alırken paranın çekildiğine dair gelen mesajı takiben PNR numaralı TCDD’den bir mesaj almadan bileti satın almış olmuyorsunuz. Sistem alınmayan biletlerde 20 dakika içinde parayı geri gönderiyormuş ancak bankadan bunun bizim hesabımıza geçmesi 3 iş gününü bulabiliyormuş. Birkaç hafta oldu ama hala nereye geldiğini çözemedim gerçi.
Yapıkredi ve maaş kartlarında bu sorunun daha çok yaşandığını söyledi. Benim kartımda Yapıkredi’ydi. Ankara Gar da ki gişe memurunun bu “artık bankayla sizin aranızda” dediği şeyin açılımı da buymuş.
Van Gölü Ekspresi
Van Gölü Ekspresi az ötemde duruyor. Eski bir sevgiliye kavuşmuş gibiyim. Nasıl özlem dolu bir bakıştır bu. Kavuştuk mu sevgilim? Çok mu bekledin? Yollarda kendimi kaybettiğimden beri hep seni özledim. 27 saat birlikteyiz. Sonrası yine tufan.
27 saat bu trende olucam. Geçen seferki yolculuğum da kar manzaraları vardı. Şimdi bahar manzaralı olacak. Kuşetli vagonuma yerleşiyorum. Benden başka kimse yok. Bu sefer alışverişimi yaptım. Kahvaltımı hazırlıyorum. Restoran bölümünden bir çay alıp tıngır mınır giden trende müzikler eşliğinde kahvaltıma başlıyorum.
Tatvan’da tost ekmeği bulamayınca onların çörek dediği yuvarlak bir ekmek almıştım. Kars da yediğim keteyle aynı şey. Çok lezzetli bence. Giderseniz mutlaka deneyin. Bakkaldan aldım ben.Trende kahvaltı da çok güzel gidiyor. Gençler de beni kahvaltıya çağırıyor ama ben yalnızlığımla çok mutluyum. Muhteşem manzaralar eşliğinde Cem Karaca söylüyor, ben dinliyorum. Ama öğlen yemeği için sözleşiyoruz.
Trenlerdeki kompartıman görevlileri orada ki ev sahiplerim. Çok uzun saatler o trende seyahat ettikleri için sanki evlerine misafir gitmişiz gibi bizi ağırlıyorlar. Kompartımanıma gelip sohbet ediyor abim. Torunlarının, çocuklarının fotoğraflarını gösteriyor. Yıllardır nasıl bu işi yaptığını anlatıyor. 30 yıldır bu trendeymiş düşünebiliyor musunuz?
Eskiden Van Gölü Ekspresi İstanbul’a kadar gidermiş. Adı da Şark Ekspresiymiş. İstanbul İran arası çalışırmış. Öyle şeyler anlatıyor ki küçük bir kız çocuğu gibi ağzım açık masallar dinliyorum sanki. Eski döneme ışınlanıp İran’a giden bir trende olmak istiyorum. Hayaller Paris ama biz Bitlis’ deyiz.
Van Gölü Ekspresiyle sabahın erken saatlerinde başlayan yolculuğum manzaradan manzaraya girerken günlerin vermiş olduğu yorgunluktan hafif bir şekerlemeyle devam ediyor kısa bir süre de olsa. Kompartıman görevlim perdemi çekmiş, kapımı kapatmış. Evine gelen bir misafir edasıyla sanki parmak uçlarında yürüyor uyanmayayım diye.
Van Gölü Ekspresi Doğu Ekspresiyle aynı. Prizlerin yeri, tuvaletler, tüm şartlar aynı. İnternet Doğu ekspresinde ki gibi yer yer çekiyor.
- Doğu Ekspresi maceramı da okumak isterseniz tıklayın.
Van Gölü Ekspresi’n de Ortam
Artık trende biraz dolaşıp insanlarla tanışma zamanı. Van Gölü Ekspresi daha çok keşkedilmedi. Doğu Ekspresi’nde ki kadar gezgin kitle henüz yok. Daha çok ulaşım için kullanılıyor ama bir grup benimle birlikte binmişti trene. Gelip geçerken de devamlı şakalaşıyorduk.
Üniversite gençlik kollarından olduklarını, her üniversiteden bir kız bir erkek seçildiklerini ve belediyelerin davetlisi olarak gezdiklerini öğreniyorum. Türkiyenin dört bir tarafından gelmişler. Cıvıl cıvıl gençlik neşesi bana çok iyi geliyor.
Acıkınca Sivas civarında dışarıdan Adana Kebap söylüyoruz hep birlikte trene. Doğu Ekspresi’nden cağ kebabı ritüeline alışık olanlar bunu pek denemesinler. Doğrusunu söylemek gerekirse pek lezzetli bulmadı kimse ama doyduk mu doyduk. Gerçi bizim söylediğimiz restoran güzel yapamamıştır. Trende de Doğu ekspresindeki kadar yemek çeşidi yok. Porsiyonlar 15 lira.
Sivas da birden bire kuşetli vagon doluveriyor. Binen teyze de beni pek sevmedi sanki. Her zamanki trende kadın erkek ayrı kuralı burada da geçerli. Evli çiftler aynı soyadıyla iki bilet alabildiği için kadın erkek bilet almaya müsade etmeyen sistem sınıfta kalıyor ve başlıyor karmaşa. O kadın 3 erkekle aynı kuşetli vagonda yatıp uyuyamayacağı için ilk boş yatağa yönlendiriyorlar.
Tabi ki o boş yer de benim tepemdeki yer oluyor. Trene bindikten yarım saat sonra da hepsi yatıp uyuyuveriyor. Ben de gençlerle eğlenceye gidiyorum. O kadar uzun saatler trende olunca insan devamlı yiyor. Kendini tutamıyor. Çekirge sürüsü gibiyiz. Ya konuşuyoruz ya gülüyoruz ya yiyoruz. Hal böyle olunca uyumak isteyenler tarafından kovuluyoruz.
Birkaç arkadaşı Kayseri de uğurladıkdan sonra biz de uyumaya çekiliyoruz. Kulaklığımı takıp müzikler eşliğinde uykuya dalıyorum. Irmak istasyonuna 1 saat kala kompartıman görevlisi herkesi uyandırıyor. Bize verilen çarşaf, yastık ve pikeyi toplayıp teslim ediyoruz. Bir buçuk yıl önce bir gece vakti Kars için yola çıktığım Irmak’a sabahın erken saatlerinde varıyorum. Biraz yorgun ve uykusuzum artık. Servisler bizi Ankara gara götürüyor.
Kars’a trenle gidip gelmiştim. Van’a uçakla gittim, dönüşüm trenle. Bir tercih yapılması gerekirse giderken tren kullanmanın daha heyecan verici olduğunu söyleyebilirim. Bir masal daha bitiyor. Ben tekrar doğuyu ve trenleri özleyinceye kadar hoşçakal sevdiğim.
2011’de tam zamanlı işinden istifa edip tutkusu olan seyahat etmeyi iş haline getirdi. 2017 yılından beri Hürriyet Seyahat’te gezgin yazar, 2018’den beri de blogunda yazılar yazıyor. Blog ilk etapta gazetedeki yazılarının arşivi olarak düşünüldü ancak daha sonra istediği gibi özgür yazmanın tadına vardı. Gezdiği yerler kadar yollarda tanıştığı, dokunduğu hayatlarında hikayesini yazıyor. Belki bir gün bir hikayenin kahramanı da siz olursunuz kim bilir?