Kırgızistan, resmi adıyla Kırgız Cumhuriyeti Orta Asya’daki yedi bağımsız Türki devletlerden bir tanesi. Özbekistan, Kazakistan, Tacikistan ve Çin ile çevrili Kırgızistan Tanrı Dağları ile eşsiz bir coğrafya bence. Kırgızistan çok uzun zamandır gitmek istediğim yerler arasındaydı. Bir trekking grubunun gittiğini öğrenince hiç düşünmeden gitmek istedim. Bazı seyahatler tek başına iyidir ama uçsuz bucaksız dağları olan muhteşem coğrafyalara grup gitmek güzeldir. Tek başına da gidersin ama o dağlara bakarsın sadece. Tek başına dağlara gidemezsin. Yürüyemezsin.
Beni sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın 😉 İnstagram: nerdesinbahar
Kırgızistan ile bu yazımı okumadan önce Kırgızistan Hakkında yazımı okumanızı tavsiye ederim. Kırgız yaşamı ve hayatınızı kolaylaştıracak tiyolar o yazıda. O yazıma ŞURADAN ulaşabilirsiniz.
Kırgızistan’da gezilecek o kadar çok bölge varki, biz Issık Göl bölgesi’ni gezeceğiz sadece. Tamamını gezmeye kalksak aylarca Kırgızistan’da kalmamız gerekir. Bu yazıda bu eşsiz Tanrı Dağları’nı, Göllerini, kısaca Kırgızistan Görülecek yerler ve Kırgızistan gezilecek yerlerini okuyacaksınız. Kırgızistan’da ne umdum? Ne buldum? yazımız başlasın.
Kırgız Yurt Çadırlarında Konaklama ve Kamp
Bişkek Manas Havaalanı‘ndan direkt Issık Göl‘e yola çıkıyoruz. Issık Göl çevresinde Kırgız Yurt çadırlarında onların deyimiyle Bozüğ (gri ev anlamında bizim çadır dediğimiz yurtlar) uyuyacağız. Önce yurt çadırlarındaki ortamdan bahsedeyim. Yurt çadırlarında yer yatağı oluyor. Bolca yorgan. Yerler kilim, halı ne buldularsa hiç açıklık kalmayacak şekilde kaplanmış. Kıldan bir çadır içindesiniz. Yan duvarlarda ülkeye has bezler asılmış. Kapılar derme çatma ama çok güzel. Kapıların güzelliğinden alamayınca kendimi 9999 tane foto çekmişizdir herhalde. Genelde seyahatlerimde hep yerel halkın evinde konaklamaya çalışırım. Bu seferki seyahat grup halinde olduğu için biraz turistik bir gezi benim için. Bu da lazım arada. Kırgızistan’a ne şekil giderseniz gidin en azından bir gece mutlaka bu yurt çadırı deneyimini yaşayın.
Bizim kaldığımız kampın adı Bel-tam Camp idi. Burada telefon çekmiyordu ama göl kenarında başka kampların olduğu yerlerde çekiyordu. Bu bilgi de burada dursun.
Issık Göl
Kırgızistanda 1923 tane irili ufaklı göl bulunuyormuş. Bu göllerin en büyüğü ve önemlisi ise Issık Göl, onların söylemi ile Issık Kul. Dünyanın en büyük ikinci krater gölü de aynı zamanda Issık Göl. Vay arkadaş burada yüzeceğiz. Bizim ülkemizde Selvi Boylum Al Yazmalım filmini bilmeyen yoktur. Onun yazarı Cengiz Aymatov‘un o romanı yazarken bu gölden esinlendiği söyleniyor. Kırgız dilinde Issık Kul ılık anlamına geliyormuş. Etrafı yüksek yüksek karlı dağlarla çevrili olmasına rağmen bu gölün donmaması ise mucize gibi. Temmuz ayında göl sıcaklığı 20 dereceleri bulabiliyormuş ve göl Kırgız halkının en çok ziyaret ettiği tatil yeriymiş.
Gelir gelmez de kendimizi göle atıyoruz. Oldukça taşlı bir zemini var. Önce kaygan, sonra pütürlü kayalara çarpıyorsunuz ama umurumda bile değil. Rehberlerimizden Meerim “bekleyin” demişti. Bir bildiği varmış. Göldeki taşları temizledikleri, suya rahat girebileceğimiz bir yer varmış ama biz beklemeyince ilk gün ilk dakika bileği burkuyorum. Kırgızistan Dağları ve Bozüğ (gri ev anlamında bizim çadır dediğimiz yurtlar) ardımda… mutluyum be hocam. Hayallerimin peşinden gidiyorum. Daha ne manzaralar görecek bu gözler, ne lezzetler tadacak, ne medeniyetlere şahit olacak… Kırgızistan’dayız daha ne olsun.
Arashan Vadisi Trekking
Arashan Vadisi‘ne gitmek için Issık Göl‘ün muhteşem manzaraları eşliğinde Karakol Bölgesi‘ne geliyoruz. Valizlerimizi otele bırakıp Arashan‘a gideceğimiz arazi araçlarına biniyoruz. Yol bir hayli zorlu olduğu için Sovyetlerden kalma benim boyumda tekerlekleri olan bir araca binip gideceğiz. Bu araç yolculuğu iki saat sürüyor. Yolda ilk bir saatin sonunda mola veriyorlar. Nehrin kenarında, ardımızda ormanlar mis gibi tertemiz bir hava. Bir masalın içinde gibiyiz. Rehberimiz Ernest bize güzel haberi veriyor. “Kötü yol bitti, daha kötü yol başladı” Daha başımıza ne gelecek? Daha ne olabilir?
O an gülmüştük. Şaka sanmıştık ama hakikaten şaka değilmiş. Zıplaya zıplaya gidiyorsunuz ve asla aynı yere konamıyorsunuz. Çok güldük çok eğlendik ama böbrekler sanırım yer değiştirdi. Bazen yolda aracın tekerlekleri yanından geçtiğimiz nehre girip çıkıyor. O gün hayatımın en zorlu yollarından birini gidiyorum. Karadeniz yayla yolları, Afrika’da ki Masai Mara yolu falan hikayeymiş. Resmen yayık ayranı gibi çalkalanıyoruz. Kırgızistan‘ın en ünlü trekking bölgesi Arashan‘a gitmek öyle kolay değil.
Biz araçla giderken bu kadar zorlanıyoruz bir de yürüyerek gidenler var. Hatta atla gidenler. Arashan Kırgızistan’ın en ünlü trekking yolu. Alagül Dağı‘na giden trekking grupları buradan başlıyor yürümeye. Karakol’dan Arashan Bölgesi’ne yürüyorlar. Arashan 2800 rakım. Orası kamp alanı. Oradan da 4 bin metrelik Alagül zirveye yürüyorlar. Biz Arashan‘a araçla gidip, orada sadece 3 saatlik bir trekking yapıcaz sadece.
Altın Araşan kamp alanını yukarıdan gören tepeden manzara ilkokulda resim dersinde çizdiğimiz resimler benziyor. Arkada dağlar, orman, içinden geçen bir dere, bulutlar… İnsan nasıl hayran kalmasın. Kimi araçla bizim gibiler yürüyerek kamp alanına varıyor. Buradaki yurtlarda kalma bedeli 10 Dolar, eğer kendi çadırınızla gelirseniz 1 Dolar ücreti var.
Burada yaptığımız 3 saatlik trekking şimdiye kadar yürüdüğüm yolların en güzellerinden biri oluyor. Ne muhteşem manzaralara tanık oluyor bu gözler yine. Masal gibi. Önce bir köprüden geçiyoruz. Sonra atların yanından yemyeşil çimenlere, oradan çam ağaçlarının içine… Bu muhteşem doğanın içinde bir yerlerde yaşayan bir aileye denk geliyoruz. Yurtlarının bacası tütüyor. Çocuklar oynuyor. Bir adam atın sağılmasına tanık oluyorum. Yanımda çocuklar için getirdiğim hediyeleri dağıtıyorum. Kırgız çocuklarıyla oynuyoruz çığlık çığlığa… Kendi belgeselimin içinde yaşıyorum.
Arashan Vadisi Kaplıca Keyfi
Trekking bittikten sonra rehberlerimizden Meerim koşa koşa bizi kaplıcaya götürüyor. Kadınlar ayrı erkekler ayrı ii grup halinde sırayla aynı kaplıcaya giriyoruz. Kaplıca dediğim nehirin yanında derme çatma tahtalarla üstü kapatılmış bir havuz. Dışarısı soğuktu baya. Nasıl soyunup girdik, daha sonra nasıl dışarıda giyindik, kafamız ıslak nasıl durduk bilmiyorum. Aslında kaplıcadan çıkınca nehre atlama planı vardı ama kimsenin … yemedi. Arashan Vadisi’ne giden bu kaplıcayı kaçırırsa çok üzülür benden söylemesi.
Altyn Arashan, kuzeydoğu Kırgızistan’ın Karakol ve İssyk Kul Gölü yakınında bir vadi ve dağ beldesidir. Teploklyuchenka’dan trekking yolu boyunca uzanır. Güney kesiminde 5020 metrelik Pik Palatka’yı içeren Alp vadisinde yer alan bir kaplıca gelişimidir.
Birkaç saat yürüyorum ve yaşıyorum bu masaldan dünyada. Kaçınılmaz son dönüş yolunda, o sarsıntılı yolda bir 2 saat daha geçirmek oluyor. Kendi belgeselimi yaşarken çok gülüyorum, çok eğleniyorum yine. Her ne yaşanırsa yaşansın gülerek geçsin. Hayat andan ibaret.
Karakol Şehri Issık Göl’ün merkezi konumunda. Burada kaldığımız oteli Kırgızistan Hakkında yazımda yazmıştım. Çok ilginç bir otel deneyimiydi. Otele ayakkabı ile almıyorlar. Anaokulu kapısında kutu kutu ayakkabılarınızı koyacak yerler vardır ya aynısı var burada. Size verilen terlikleri giyip içeride öyle dolaşıyorsunuz. Bir masa hazırlamışlar. İnsan nasıl yiyecek bu kadar yiyeceği diyor. Trekking yapmak için gelmiştik biz ama sanırım yeme içme turu olacak.
Dungan Cami, Karakol
Issık Göl-Karakol şehrinde 1907-1910 yılları arasında inşa edilen Dungan İbrahim Hacı Camii’nin çevre düzenlemesi Türk İşbirliği ve Tika tarafından yapılmış. İbadete açık bir cami burası ve camiye abdestsiz girilmesin diye kırmızı bant çekmişler. İbadet hemen yanındaki yeni binada yapılıyor. Kırgızistan’ın en önemli dini yapılarından biri olan Karakol şehrindeki Dungan Camii’nin önemi, yapının çivi kullanılmadan “çandı” yöntemiyle inşa edilmesinden kaynaklanıyor. 20 ustanın 3 yılda ahşap kısımlarını hazırladığı caminin kurulumu ise 3 ayda tamamlanmış.
Rus Çarlığı yönetiminin yapımına izin verdiği caminin ahşap malzemesi bölgede yetişen ladin, ceviz, kara ağaç ve kavak ağaçlarından. Cami içerisinde Çin mitolojisinin sembollerinden Anka kuşu, aslan ve ejderha motifleri bulunuyormuş. Giremedik ki. 120 kişinin aynı anda ibadet edebildiği Dungan Camii, klasik Çin mimarisinin Orta Asya topraklarındaki en önemli temsilcisiymiş.
Başımız açık dolaşmayalım diye bize kapşonları sivri ayağımıza kadar uzun cübbeler veriyorlar. Kırmızı, mavi dolaşıyoruz ortalıkta. Halimiz çok komik. Dungan Cami giriş ücreti yok. Kapısındaki dilenci bolluğu gözünüzü korkutmasın.
The Russian Orthodox Holy Trinity Catedral, Karakol
Jeti Oğuz Kızıl Kayalıkları
Kızıl kayalıkları ile ve ilginç yer şekilleri ile Tanrı Dağları’ndaki Comok Kanyonu’nda, Jeti Ögüz (Yedi Öküz) Vadisi’ndeyiz. Aşağıda bir nehir var. Oradan yukarı tırmanıyoruz. Çok zor değil. Kısacık sürüyor. Ben kanyonun içine girip yürüyeceğiz sanmıştım ama öyle değilmiş. Jeti Oğuz Kızıl Kayalıkları‘nı karşıdan görebileceğiniz bir tepeye tırmanıyormuşuz.
Yakınlarında bir şelale ve kaplıca da varmış ama bizi oraya götürmediler. Neden kendi başımıza gezmeliyize bir örnek. Kaplıca ücretliymiş. Nehrin kenarı oldukça kalabalık bir yer. Ellerinde kartalla bekleyenler, satıcılar, hediyelikçiler… Buradaki kartallar avcı değil ve gözleri açık. Eğerki gözleri açık bir kartalla fotoğraf çektirmek isterseniz burada çektirmelisiniz. Yazının ilerleyen bölümlerinde avcı kartalın av gösterisi anlatacağım ve neden fotoğrafı burada çektirin dediğimi anlayacaksınız.
Skazka (Masal) Kanyonu
Skazka Kanyonu, Issık Gölü yolunda, Karakol’a 100 km mesafede, Tosor Köyü’ne 4 km mesafede bulunuyor. Skazka Kanyonu’nun giriş ücreti 50 Som. Her yerde olduğu gibi burada da efsaneler almış başını gitmiş. Buranın efsanesi bir ejderhanın köyün en güzel kızına aşık olması ve o kızın ejderhaya hayır demesinden oluşuyor. Efsane uzun. Ben özet geçtim ama burası bildiğin rüzgar, yağmur, buz Allah ne verdiyse oluşmuş. Kırmızı kumlardan oluşmuş bir kanyon burası.
Adı Skazka, Rusça’da “masal” anlamına geliyor. İngilizce ise Fairytale Canyon adını almış. Buradaki kaya oluşumları bizim Kapadokya’dakiler gibi hep birşeylere benzetilmiş. Ejderha, Çin Seddi bla bla blaa… İşte bu sebepten masal adını almış. Bu şekillerden dolayı değil ama hakikaten masal gibi. Dünyada çok az yerde görülen rainbow kaya oluşumlarını burada görünce ben bir sevin. Geçtiğimiz sene Tebriz’dekilere gidememiştim. Bolivya’dakilere gidebilmek zaten bir hayal, bir rüya.
Gezmek için bir saat bana hiç yetmiyor. Orada oturup gün batımını izlemeyi çok isterdim. Fotoğraf da çekecekseniz biraz daha geniş zaman ayırmanızı tavsiye ederim. Temiz bir fotoğraf karesi yakalamak için bekleme yapmanız gerekecek zira. Yazın kalabalık oluyor. Toprak da kaymayan bir ayakkabı da şart.
Akşam yine Issık Gölü kıyısındaki Yurt Çadırları’mıza dönüyoruz. Çatlayıncaya kadar yediğimizi yazmama gerek yok sanırım. Çok güzel bir Kırgız müzikleri dinletisi dinliyoruz. Müzisyenler bir ara elleri bırakıp artık ayakları ile bile çalıyor. Eğlence bitiyor mu? Tabiki hayır. Kırgızların adeti bir şişe votka açılır. Bir taraftan içilir. Bir taraftan Kırgız müzikleri ile dans edilir. Bardağı bitenin bardağı hemen doldurulur. O akşam Kırgız danslarını baya bir öğreniyoruz.
Kırgızistan Jaichi Ovası Kartal Av Gösterisi
Kırgızistan kartalsız düşünülemez. Jaichi Ovası‘nda bir kartal nasıl avlanır onu izliyoruz. Sahibi kartaldan bahsederken hep “Karagöz” diyor. Kartal yada kuş değil. Onun için çok önemli yani. Kartal aileden biri. 4,5 yaşında ki bu kartalı bir yaşındayken gösteri yapanların elinden kurtarmış ve eğitmiş. Kırgız hayatında çok önemli bir yeri var avcı kartal yetiştiriciliğinin.
Biz oldukça uzakta heyecanla bekliyoruz. Önümüzdeki boş araziye ir ipin ucuna bağlı av konuyor ve birisi avı sürüklemeye başlıyor. Bu sırada kartal bir tepede avı kolluyor. Av harekete geçince kartalda avın peşine takılıyor ve göz açıp kapayıncaya kadar hoppp yakalıyor. Sahibi ödül için kocaman bir et parçasını veriyor tabi Karagöz’e. “Kartal küsmesin” diyorlar. Çalıştı kazandı. Ödüllenmesi lazım. Gösteri de bitiyor böylece.
Kırgızistan Song Köl, Son Göl
Son Göl, Kırgızistan’da Narin İli’nin kuzeyinde Issık Göl’ün güneybatısında, ülkenin ikinci büyük kapalı havza bir dağ gölüdür. Son Göl, Ağaçsız bir Dağ yaylasında, ortalama deniz seviyesinden 3,016 metre yükseklikte yerleşik ve gür dağ otlakları (yayla) ile çevrelenir. Göç milliyetinin ve çobanlarının gerçek yaşamını tanımak için en uygun yerdir diyor ansiklopedik bilgiler. Bense “Son Göl iki kelimeyle anlatılamaz” diyorum. Son Göl kısmı geldiğinde yazmışımda yazmışım. Bende onu başka bir sayfaya tek başına aldım. ŞURADAN okuyabilirsiniz.
JALGIZ KARAGAI geçidinde 12 km’lik yürüyüşümüz, Son Göl‘de yüzüşümüz ve benim için efsanevi at turumuz! nerede nasıl uyuduğumuz hepsi o yazıda…
Burana Kulesi
Bişkek‘e giderken yolda son bir yere daha uğrayacağız. Bişkek’e aşağı yukarı 85 km mesafedeki İpek Yolu gözetleme kulesi Burana Kulesi‘ni ziyaret ediyoruz. 9cu yy’dan kalma kule ve Karahanlılar’a ait. Burana Kulesi’nin ilk yapıldığında yüksekliği 45 metreymiş ama yaşana bir depremle 20 metresi yıkılıvermiş. Günümüze de 25 metrelik kısmı ile ama öyle ama böyle gelebilmiş. İlk zamanlar hem minare hem gözetleme kulesi olarak kullanılmış.
İslamiyeti ilk kabul eden Karahanlılar olmuş. Bahçesinde bulunan mezar taşları o kadar değişik ve enteresan ki insan içinde dolaşırken çok değişik duygulara kapılıyor. Mutlaka görülmeli.
Bişkek
Kırgızistan’a geldiğimiz gibi kendimizi dağa taşa vurmuştuk. Şimdi yeşile tıka basa doymuş, şehir özlemiş şekilde Bişkek’e dönüyoruz. 4 yıldızlı bir otelde kalacağız. Bu seyahatim çok konforlu. Gelir gelmez hemen Osh Pazar’ın yolunu tutuyoruz. Ucuz bir ülke bulmuşken bulabildiğimiz her şeyi alıcaz. Sırt çantalı da değiliz. Kocaman valizimiz var. Bişkek sokaklarına nasıl saldıysak kendimizi ve nasıl özlediysek şehri her şey çok güzel geliyor.
- Bişkek aynı zamanda kayak merkezlerine 1,5 saat uzaklıkta. Dağdaki otelde konaklamadan günü birlik gidip gelebilirsiniz.
- Osh Bazaar Orta Asya’nın en büyük açık hava pazarı. Mutlaka gezilmeli. Hediyelik eşyalarınızı en uygun alabileceğiniz yer.
- Dordoy Bazaar Bişkek’e 10 km uzaklıkta. Burada da Osh Bazaar benzeri eşyalar satılıyormuş. Biz gitmedik. Merkezden otobüsler gidiyormuş.
- Ben kalabalığa karışamam diyorsanız Tsum Avm’nin en üst katından da keçe ve deri ürünleri alabilirsiniz. Sadece bir adet üretilen tasarım deri çantalardan almayı unutmayın. Bu Avm’nin önünden kalkan otobüslerle Osh Bazaar‘a gidebilirsiniz. Biz öyle yaptık. Çünkü alış veriş çılgınlığına kapılmıştık. 8 Som ücreti var otobüsün.
- Kırgızistan elektronik aletleri ucuza alabileceğiniz bir yer. Küçük bir hoporlör aldım ben. Çok kaliteli çıktı ve çok ucuzdu. ZUM Avm , Shopokova/Çüy sokakları adresinde
- Orozbekova Caddesi‘ndeki restoranlar şiddetle önerilir. Biz birkaçına girdik. En son gece yemeğimizi de IR KESE Restoran‘da yedik. Kırgız yemeklerinden oluşan geleneksel bir menü sundular. Gerçekten çok güzeldi.
- At eti yemeden, kımız içmeden dönmeyin. Tam memleketindesiniz.
- Zafer Meydanı: 2ci Dünya Savaşı sırasında tamamlanan anıtın ortasında “Sönmeyen Ateş” ve ateşin üstünde bir kadın var. Bu kadın savaştan hiç dönemeyecek oğlunu veya eşini bekliyormuş. Günümüzde yeni evlenecek çiftler mutlu bir evlilikleri olsun diye buraya çiçek bırakmayı gelenek haline getirmiş.
- Rus Ortodoks Kilisesi, Ortadoğu’nun en büyük kilisesi olması dolayısı ile önemli. 2015 yılında bitirilmiş. Mimarisi çok güzelmiş. Karakol’daki cami ve kilise bence daha ilginçti. Artık yurt dışına gittiğimde kilise kilise gezmiyorum.
- Oak Park Bişkek’in en güzel parkıymış. Vaktiniz bolsa mutlaka gidin. Ben pek park gezmeyi sevmiyorum. O sebepten gitmedik.
- Ala-too Meydanı Bişkek’in en önemli meydanı. Bizim Taksim Meydanı gibi düşünün. Dolaşırken yolunuz düşecek zaten.
- Bişkek’teki müzeleri de gezebilirsiniz.
Bişkek’de yapılacak en güzel şey alış veriş bence ve de yemek yemek. En fazla 1 gece 2 günde hopp kaçın muhteşem coğrafyasına.
Kırgızistan Ala Archa
Son günümüzde Biskek‘e 1 saat uzaklıktaki Ala Archa Milli Parkı‘na gidiyoruz. Bişkek görülecek yerlerin ilk sırasında yer alıyor. Bişkek’in aşağı yukarı 40 km güneyinde bulunuyor. Alatoo’ların yamaçlarından başlayan Ala Archa, buzulların olduğu bölüme kadar uzanıyor. Ala aynı Türkçe’deki anlamıyla aynı anlamda yani karışık renkli anlamına geliyor.
Eğer Kırgızistan geziniz sırasında vaktiniz azsa ve Arashan ya da Son Göl gibi yerlere gidemeyecekseniz, Kırgızistan’ın doğasını yakından görebileceğiniz en yakın yer Ala Archa Milli Parkı‘dir. Bişkek’e geldin hopp bir saat sonra dağlardasın. Parkın içinde Tanrı Dağları’nın eriyen karlarının oluşturduğu çağıl çağıl bir nehir, çam ormanlarının oluşturduğu bir orman ve bir şelale bulunuyor. Amacımız aslında buradaki şelaleye yürümekti ama başaramadık. Grupta herkes yürüyüşçü olmayınca zaman yetmedi.
Ala Archa önemli bir trekking noktası aynı zamanda. Girişinde bir otel var. Yürümek için gelenler, dağcılar burada konaklıyor. Ala Archa Milli Parkı‘nın içinde akan Ala-Archa nehrini görüp kıyı boyunca bulunan piknik alanlarında piknik, patikalarında doğa yürüyüşü ve kamp yapabilirsiniz. Kamp yapacaksanız malzemeniz tam olsun. Kiralayacak yer yok.
Asfalt bir yoldan ilerliyorsunuz. Çam ağaçlarının arasından dağ manzaralarından geçiyorsunuz. Atlı Kırgızları izliyorsunuz. 2200 metredeki Ala Archa Kırgızistan’daki son görülecek yerimiz oluyor. Masal gibi, rüya gibi birşey oldu. Tekrar görüşmek üzere Kırgızistan…
Rehberlerimiz Ernest ve Meerim’e, bizi oraya götüren Obatrek’e teşekkürlerimle… O yeşil pantalonu da unutmayacağız. 😀
İnstagram hesabımdan hala takip etmediniz mi? 😉 nerdesinbahar
Diğer Kırgızistan Yazılarım
2011’de tam zamanlı işinden istifa edip tutkusu olan seyahat etmeyi iş haline getirdi. 2017 yılından beri Hürriyet Seyahat’te gezgin yazar, 2018’den beri de blogunda yazılar yazıyor. Blog ilk etapta gazetedeki yazılarının arşivi olarak düşünüldü ancak daha sonra istediği gibi özgür yazmanın tadına vardı. Gezdiği yerler kadar yollarda tanıştığı, dokunduğu hayatlarında hikayesini yazıyor. Belki bir gün bir hikayenin kahramanı da siz olursunuz kim bilir?
