Bakü Azerbaycan’ın en büyük şehri ve ticaret merkezi. Bakü Azerbaycan’ın başkenti aynı zamanda. Biz yola çıkarken çok uzak diye Bakü’yü rotadan çıkarmıştık ve gitmemeye karar vermiştik. O zamanlar vize almak gerekiyordu. Vizemiz varken gitmemek yazık olacaktı. Biz de ani bir kararla kendimizi Bakü’de buluverdik. Hal böyle olunca Bakü’de gezilecek yerler neresi? Bakü’de ne yapılır? hazırlıksız yakalandık. Hiç rotamız olmadan Bakü’de neler yaptık? Ne umduk? Ne bulduk?
Bu yazıda Bakü’de gezilecek yerler hakkında bilgiler bulacaksınız.
Beni sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın 😉 İnstagram: nerdesinbahar
Biz üç arkadaş çok uzun bir seyahatteydik o zaman. Tüm Karadeniz’i geçmiş, Gürcistan’a gitmiş ve şimdi de Azerbaycan’daydık. Dediğim gibi kendimizi bir anda Azerbaycan’da, hatta tüm gece yol gelerek Bakü’de buluyoruz. Biraz uykusuz, oldukça yorgun, internetsiz ve navigasyonsuz geldiğimiz Bakü’de nereye gideceğimizi bilmeden şehire giriyoruz. Bakü’ye ilk girdiğimiz an ben uyuyordum. Gözümü açtığımda çok geniş caddeler, harika binalar görüyorum. Gerçekten beklemediğim bir manzara bu. Bu kadar modern ve güzel binalar, bu kadar geniş yollar (bir şeridi 4-5 şerit) düşünmemiştim hiç. Bakü için “rüzgarın dövdüğü şehir” derlermiş. Azeriler ise “buranın küleği olmasa yazın pek sıcak olar” dermiş. Külek=rüzgar. Azerice lesson one 😀
İlk önce nereye gideceğimizi bilmeden sokaklarda turlarken kendimizi bir parkta buluyoruz. Hem de Hazar Denizi manzaralı. Ağ Seher Bulvarı’ymış. Hemen arabadan masa, sandalye ve kahvaltılıklarımız çıkıyor. Parkta Hazar Denizi manzarasına karşı kahvaltıya başlıyoruz. O sırada parkın güvenliği geliyor. Sanıyoruzki “yasak” diyecek. O bir şeye ihtiyacımız olup olmadığını sormaya gelmiş. Çay için ocağımız yok. “Ben sıcak su getiririm” diyor. Bakü’deki ilk anımız böyle oluyor.
Bakü
1. İçeri Şeher (İcheri Sheher)
Nereye gittiğimizi bilmeden tekrar arabaya bindiğimizde tamamen tesadüf eseri İçeri Şeher’e çok yakın bir yere gelmişiz. Her yurt dışı seyahatimde olduğu gibi insanlara “Old Town nerede?” diye soruyorum. Kimse bilmiyor. Meğer Old Town’a İçeri Şeher diyorlarmış. Kale, Quz Qalası (Kız Kalesi), Şirvanşahlar Sarayı ve pek çok tarihi alan bu bölgede. İstanbul’un Sultanahmet’i gibi yani. Unesco Dünya Mirası koruması altında. Sanki açık hava müzesi gibi. Sokaklarında gezebilir, restoranlarında yiyip içebilir, müzelerini gezebilirsiniz. Bakü’de gezilecek yerler içinde en başta yer alır.
Biz buradaki bir tur şirketine sorduk gezilecek yerleri ve bize bir liste çıkardı. Bir otele girip harita aldık ücretsiz. Oteller müşterilerine hep ücretsiz harita verir. Aklınızda olsun. Elimizdeki harita İngilizce düzenlenmiş ve İçeri Şehir Ichari Shahar yazılmış.
2. Quz Qalası (Kız Kulesi)
Qız Qalası Bakü’nün simgesi. Bakü’de gezilecek yerler içinde en başta yer alır. Kız Kalesi hemen İçeri Şeher’e girdiğiniz an görebileceğiniz bir mesafede. Zaten kocaman 30 metre bir kule. Görmemek imkansız. Elimizdeki harita İngilizce düzenlenmiş ve Quz Qala’sı, Maiden Tower olarak yazılmış. 12ci yüzyılda yapılmış. Bizim Galata Kulesi’ne benziyor. Kız Kalesi’nin girişi ücretli. Girişine tam 12 manat verdim. Bence çok pahalı ama gelmişken de girip görmeden olmaz. Bir daha ne zaman gelicem diye diye batırdım kendimi işte. Selanik’de Beyaz Kule’ye gidenler varsa bu kulenin de hemen hemen aynı tarzda olduğunu söyleyebilirim. Döne döne çıkarken, değişik galerilerde tarihi eserleri görüyorsunuz. En tepeye çıktığınızda panoromik Bakü manzarası sizi bekliyor ama cam paravanların ardında. Neden? Çünkü insanlar buraya çıkıp atlıyormuş. Sanırım efsanesiyle ilgili olmalı.
Kız Kalesi’nin adının nereden geldiğinin birkaç hikayesi var. Bir efsaneye göre Kral erkek çocuk beklerken kız oluyor. Öldürmek istiyor. Bakıcısı kaçırıyor. Seneler sonra kızı olduğunu bilmeden görüp aşık oluyor. Evlenmek istiyor. Kız istemiyor. Bu kuleye kapatılıyor. Kızın sevdiği kralı öldürüp kızı kurtarmak için kuleye koşuyor. Ayak seslerinden kralın gediğini sana kız Hazar Denizi’ne atlıyor. Denizin bir hayli ileride olduğunu söylemem gerek ama eski devirde belki de kulenin dibine kadar geliyordu. İkinci hikaye kale hiç bir zaman düşmanları tarafından fethedilmemiş. Bu sebepten bakire yani kız kalesi denmiş. En sonuncu ise aslına adı Göz Kalesi iken zamanla Kız Kalesi’ne dönüşmüş. Seç, beğen, al misali.
3. Şirvanşahlar Sarayı
İçeri Şeher’in daracık sokaklarında yürürken karşınıza çıkacak Şirvanşahlar Sarayı. Bu saray 15 yüzyılda yapılmış. Şirvanşah Devleti’ne ait saray mimari açıdan oldukça görkemli. Şirvanşahlar Sarayı girişi ücretli. Sanırım 6 Manat ücreti vardı. Buraya da arkadaşlarım girmedi. Sonlara doğru kapıdaki görevli arkadaşım Gül’ü içeri ücretsiz soktu. Son yerleri beraber gezdik. Sarayın içi gerçekten görülmeye değer. Mutlaka girin. Bakü’de gezilecek yerler içinde en başta yer alır. Elimizdeki harita İngilizce düzenlenmiş ve Şirvanşahlar Sarayı, Shirvanshahs Palace olarak yazılmış.
Sarayda Osmanlı izleri görmekte mümkün. Sanırım Bakü’deki en unutamayacağım anım burada oldu. Belli salonlarda bir görevli oluyor hep. Gezdiğim salonların birinde de orta yaşlı bir teyze oturmuş salonu bekliyordu. Benim Türk olduğumu anladığı an bana sarılarak, yüzümü iki eliyle avuçlayarak ve ağlayarak bana bir dualar etti. Gerçekleşirse yemin ediyorum bir daha sırtım yere gelmez. (Henüz gerçekleşmedi.) Tüm ana vatana sevgilerini gönderdi.
4. Targovi Caddesi
Bakü’nün en ünlü caddesi Targovi Caddesi. Oldukça lüks mağazaların, kafelerin, restoranların olduğu cadde trafiğe kapalı. Akşam saatinde gezdiğimiz cadde oldukça da kalabalık oluyor. Bizim İstiklal Caddesi gibi düşünün. Bakü’de gezilecek yerler içinde en başta yer alır.
5. Fevvaleler Meydanı
Targovi Caddesi’nin başlangıç noktası da diyebiliriz. Bakü’lülerin buluşma noktası burasıymış. Burası da bizim taksim Meydanı gibi diyebiliriz yani.
6. Haydar Aliyev Kültür Merkezi
Mimarisi mitolojide yer alan Hazar Denizi’nin yükselişini betimleyen merkezin içinde konser salonu, konferans salonu, kütüphane, müze, sanat galerileri bulunuyor. Bol vakti olanlar burayı da gezebilir. Biz dışarıdan bakmakla yetiniyoruz. Dışarıdan çok görkemli gözüküyor.
7. Şehitler Hıyabanı
1918 yılında Bakü muharebesinde şehit olmuş Türk askerleri ve Azerbaycan Türkleri’nin defnedildiği yer. Yol arkadaşım Gül’ün özel isteğiydi buraya gelmek. Elçibey’in mezarını ziyaret etmek istiyordu. Elçibey’in mezarı çiçekler içindeydi. İyiki gitmişiz. Bir millet iki devlet sözüne istinaden dalgalanan bayraklar, yanan bir meşale ile sürekli canlı tutulan dev bir anıt göreceksiniz. Bakü’de gezilecek yerler içinde en başta yer alır. Azerilerin kurtuluş savaşı sırasında Osmanlı 1000 adet asker gönderir. Rusya ile sorun çıkmaması için bu 1000 asker ordudan istifa eder ve Azerbaycan için savaşır. Hepsi ölür. Azerbaycan bunu asla unutmaz.
Şehitler Hıyabanı’na çıkmak için bir finüküler bulunuyormuş. Biz arabayla gittik. Kolaycada park yeri bulduk.
8. Alev Kuleleri (Flame Towers)
Sanırım herkes Azerbaycan ve Bakü denilince bu binaları anımsar. Petrol ve doğalgaz alevlerini temsilen yapılmış şekilleri. 2012 yılında tamamlanan gökdelenlerde ofisler, rezidans ve otel hizmeti bulunuyor. Yüksekliği 190 metre olunca da şehrin her yerinden gözüküyor. Akşam üzerindeki ışık şovunu mutlaka izlemelisiniz. Ben çimenlerin üzerinde fotoğraf çekerken kendimi kaybettim resmen.
9. Bayrak Meydanı
162 metre uzunluğundaki direğinde, 70×35 metre boyutundaki dev Azerbaycan Bayrağı’nın dalgalandığı yer Bayrak Meydanı. Sahil boyunca keyifli bir yürüyüşün ardından bu meydana ulaşıp, bir zamanlar dünyanın en uzun bayrak direği olup şu an dünyanın en uzun 3’üncü direğinde dalgalanan bayrağı yakından görebilirsiniz.
10. Yaşıl Bazaar ( Yeşil Pazar)
Bakü’de her zaman açık olan dükkanlar ve ortasında kurulan köylü pazarından bahsediyorum. Buradan yerel halk kadar turistlerde alışveriş yapıyor. En taze ürünleri burada bulabilirsiniz. Etten balığa, sebzeye ne ararsanız var. Hazar Denizi’nden yaşayan Mersin balığından çıkarılan dünyanın en pahalı havyarı Beluga’da satılıyromuş. En ucuzda buradan alınabiliyormuş. Biz almadık.
11. Kristal Salon
Bayrak Meydanı’nın hemen yanındaki kristale benzeyen şey bahsettiğim Kristal Salon. 2012 yılında Bakü’deki Erovizyon Şarkı Yarışması için inşa edilmiş. Burada konser, spor karşılaşmaları ve çok çeşitli etkinlileri izleyebiliyorsunuz. Hazar Denizi üzerindeki yansımasını görmelisiniz. Biz içine girmedik.
12. Gobustan Milli Parkı
Qobustan Bakü’ye bir saat mesafede, Paleotik dönemde yaşayan insanların kayalara çizdiği resimlerle dolu bir yer. 5 manat verip önce müzeyi geziyorsunuz. Burası 18’e kadar açık. Arazi bölümünde istediğiniz kadar kalabiliyorsunuz. Bir yürüyüş yolu ile size yol gösterilmiş. Tepelerden Hazar Denizi‘ni izleyebiliyorsunuz. Yılan çıkıyormuş çok. Tabelalar var dikkatli olalım diye. Sonradan öğrendiğime göre mağarası, gizli bölümleri varmış. Oralar sanırım ziyarete açık değil. Okuduklarıma göre Rusya hakimiyetindeyken burada ki pek çok şey kaybolmuş. 6000den fazla resim, 20 tane keşfedilmemiş antik şehir varmış burada. Çok değişik bir mekandı.
Sanırım son dakika müzeyi gezip sonra araziye attık kendimizi. Burayı hep düşüp kırılan telefonumla hatırlıycam. Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Gobustan’a Bakü’den kalkan turlarla gelebilirsiniz. Burayı bir rehberle gezmek iyi olurdu ama biz tüm günü denizde geçirince son dakika yetiştiğimiz için bu mümkün olmadı. Birkaç saat ayırmalısınız. Yaz aylarında öğlen saatine denk getirmeyin. Açıkhava müzesi sonuçta. Bakü’de gezilecek yerler içinde en başta yer alır.
13. Volkan (Mud Vokanos) Çamur Volkanları
Gobustandaki bekçiler dahil herkes bize volkana gitmemiz gerektiğini, oraya kendi aracımızla gidemeyeceğimizi söylüyor. Devamlı etrafımızda para isteyen adamlar dolanıyor yani. İşte tam o ara telefonum düştü kırıldı. Ufak çaplı bir krizi yaşamış olabilirim. Sonra “hiç bir aksiliğin bizi durdurmasına izin vermeyiz” deyip şu etrafımızda dolanan adamı bulup 10 manata anlaştık ve volkana gittik. Hakikaten yollar bildiğin tarla. Bomboş arazi. Nereye gideceğini bulamaz insan. Gelirken navigasyon açmıştık ama o bile zor buldu Qobustan’ı. Onlar Balçık Volkanı diyor adına.
Bizim şarkıları dinliyorlar hep. Zıplaya zıplaya disko topu gibi bir arabada volkana gidiyoruz. Eski Sovyetlerden kalan bir aracın içindeyiz. Şöförümüz çamurun çok faydalı olduğunu söyleyince “yanımızda götürelim” diyoruz ama yanımızda koyacak hiç bir şey yok. Şoför bize boş pet şişeyi 10 Manat’a satmaya çalışıyor. Azerbaycan’da fakir tam fakir, zengin de tam zengin. Ortası yok gibi. Biz kızınca yaptığından utanıyor. Bizde ona bir kafa feneri hediye ediyoruz. Çok seviniyor.
Gerçekten çamurlar bir hopörlörün göbeği gibi hoplayıp duruyor. Şoförümüz bir ara yeri kazıyor ve çakmağı çakıyor. Toprak bir anda yanmaya başlıyor. Doğal gaz fışkırıyor her yerden yani. Sonra söndürmek için üstünde baya tepinmesi gerekti. Aklıma geldikçe hala gülüyorum. Akşam hava kararmaya başlarken dönüşe geçiyoruz. Bir belgeselin içinde olmak gibi her şey. Dünyada bulunan bu çamur volkanlarının üçte biri Azerbaycan’da bulunuyormuş. Her biri minyatür birer volkan yani.
Gobustan Milli Parkı için günübirlik tur aldığınızda Gobustan’ı ve Çamur Volkanları’nı gezebilirsiniz. Toplu taşıma ile çok zor olur. Bakü’de gezilecek yerler içinde en başta yer alır.
14. Yanardağ
Bakü’ye yarım saat uzaklıktaki Yanardağ müze olarak hizmet veriyor. Azerbaycan’ın neden “Ateşler Ülkesi” adını aldığını merak ediyorsanız burayı ziyaret edebilirsiniz. Yer altından sızan doğalgazın yüz yıllardır yanması ile oluşmuş bir doğa harikası burası. Alevlerin asla sönmediği, adeta sürekli yanan ocak görünümünde bir yer. Bizim Olimpos Yanartaş gibi yani.
15. Ateşgah
Zerdüştler’e ait, dünyada bulunan 3 Mecusi (ateşe tapan, Zerdüştlük dini mensubu) tapınağından birisi Bakü’de. Tarihi yaklaşık 4000 yıl öncesine dayanan bu ibadet yeri Bakü’ye yarım saat mesafede bulunuyor. Ortasında sürekli yanan bir ateş ve bunu çevreleyen, zamanında Zerdüştler’in ibadet için kullandıkları hücreleri görebilirsiniz. Ateşgah ziyaretinde Zerdüştlük ile ilgili birçok bilgi edinebilir, çevrede bulunan hediyelik eşya dükkanlarından alışveriş yapabilirsiniz.
Bizim zamanımız buraya gitmeye yetmemişti. Birkaç ay sonra İran’a gittiğimde bol bol Zertüşt Tapınağı ziyaret edeceğimi bilmiyordum. Buradaki göremedim ama İran’dakilerin hepsi tamam .
16. Müzeler
Bakü adeta bir müze cenneti. Müze gezmeyi sevenler için Bakü bir cennet olacak. Şehirde birbirinden güzel mimari ile oluşturulmuş, bünyelerinde sayısız eseri barındıran 33 adet müze bulunuyor. Bunlardan en ünlüleri; Azerbaycan Devlet Sanat Müzesi, Minyatür Kitap Müzesi, Azerbaycan Ulusal Tarih Müzesi, Azerbaycan Halı Müzesi, Azerbaycan Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi, Nizami Azerbaycan Edebiyatı Müzesi, Azerbaycan Devlet Tarih Müzesi
Hepsini maalesef gezemedik…
17. Petrol Pompaları
Azerilerin Siyah Altın adını verdikleri petrol, dev pompalar ile sürekli çıkartılıyor. Azerbaycan’da bir yeri kazdığınızda petrol çıkması su çıkmasından daha olasıymış. Denize girerken bile bu petrol rafinelerini görebiliyorsunuz.
18. Mini Venice ( Minik Venedik)
Venedik’e gitmeden kendinizi Venedik’te hissetmek istiyorsanız Bakü’deki Mini Venice’ye mutlaka gitmelisiniz. Kanallardan oluşturulmuş ve bu kanallarda gondol ile gezebileceğiniz minyatür bir park burası. Şehrin en şirin yapılarından birisi olan bu gondol gezinizde dinlenebilirsiniz ve harika fotoğraflar çekebilirsiniz.
19. Bibiheybet Camii
Bibiheybet Camii Şirvanşah Devleri zamanında yapılmış. 1936’da Bolşevikler tarafından yıkılmış. , 1997’de şu anki haline getirilmiştir. Dışardan bakıldığında sıradan bir cami gibi gelse de içerisindeki süslemeler farklılığını gözler önüne seriyor. İslam’a ait, “en güzel cami örnekleri” arasında sayılıyor.
20. Highland Park (Dağüstü Park)
Bakü’yü panoromik şekilde seyredebileceğiniz en güzel manzara noktası Highland Park. Şehitler Hıyabanı ve Alev Kuleleri’ne yürüme mesafesinde Highland Park. Parkta yürüyüş yapabilir Bakü’nün en gecesini hem gündüzünü doyasıya seyredebilirsiniz.
21. Hamamlar
Azerbaycan ile ortak bir kültüre sahip olmamız sebebi ile hamam kültürümüzde çok benziyor. Bakü’de sayısız hamam görebilirsiniz. Ancak buradaki hamamların bizimkilere göre daha farklı, daha kapsamlı olduğunu söylemeden edemeyiz. Hatta içlerinde yemek bile yiyebilirsiniz. Müzeye benzeyen hamamlar gerçekten görülmeye değer. Bakü’deki başlıca hamamlar; Tazebey Hamamı, 8 Saylı Hamam, Xan Hamam, Hamambath.
Bizim bu kadar vaktimiz ve de naktimiz olmadığı için hamam keyfimizi Türkiye’ye saklıyoruz. Yapacak bir şey yok.
22. Bakü Atatürk Parkı
Bakü’de bulunan Atatürk Parkı görmeden dönülmemeli. Bakü merkezde bulunan park bu kadar km ötede grurla ve minnetle zaman geçirmenizi sağlıyor.
23. Bakü Sahili
Bakü’ye gidip de Hazar Denizi’nde yüzmeden döneceğimi kimse düşünmedi herhalde. Hazar Denizi kıyısında pek çok ücretli plaj bulunuyor. Biz birkaç saat geçireceğimiz için Bakü Plajları‘na para vermek istemiyoruz. Ona sor buna sor. En sonunda Mardakan diye bir yeri söylüyorlar. Sonunda bir hat alabilmişiz. Dolayısı ile navigasyon bizi istediğimiz yere götürüyor. Bizim gibi pek çok kişi denizin dibine kadar arabaları çekmiş Petrol Rafinerisi manzarasında denize giriyor. Adı Hazar Denizi olmasa normalde girip yüzeceğim bir deniz değil kesinlikle. Paylaşımlarımdan sonra petrol çıkarılan yerde denize girmenin pek sağlıklı olmadığına dair onlarca yorum alıyorum. Bakü Sahili bizi o gün çok dinlendirdi her şeye rağmen.
Eğer bu taraflara gelecek olursanız yüzme işini Sumqayıt’da yapın. Sumqayıt Bakü’ye yarım saat uzaklıkta. Ben çok sevdim orayı. Tam bir tatil beldesi. Bir bulvar yapmışlar. Oradan denize girmeye izin vermiyorlar ama 5 km aşağıda çok güzel sakin yerler varmış. Petrol rafinerisi de görmedik bu tarafta. Bakü’de gezilecek yerler içinde en başta yer alır.
İnstagram hesabımdan takip ettiniz mi? 😉 nerdesinbahar
Diğer Azerbaycan Yazılarım
- Azerbaycan’a gitmeden önce bilmeniz gereken püf noktaları için buraya tıklayabilirsiniz
- Azerbaycan görülecek yerler içinde şuraya tıklayabilirsiniz
Bu gezide bana eşlik eden Metehan ve Gül’e sevgilerimle… Çok eğlendik ve çok güldük. Anlat anlat bitmez. En güzel seyahatlerimden biriydi.
Teşekkürlerimle…
2011’de tam zamanlı işinden istifa edip tutkusu olan seyahat etmeyi iş haline getirdi. 2017 yılından beri Hürriyet Seyahat’te gezgin yazar, 2018’den beri de blogunda yazılar yazıyor. Blog ilk etapta gazetedeki yazılarının arşivi olarak düşünüldü ancak daha sonra istediği gibi özgür yazmanın tadına vardı. Gezdiği yerler kadar yollarda tanıştığı, dokunduğu hayatlarında hikayesini yazıyor. Belki bir gün bir hikayenin kahramanı da siz olursunuz kim bilir?