Tahran İran’ın başkenti, 18 milyonu aşan nüfusuyla en kalabalık ve en büyük şehri. Tahran Elbruz Dağları’nın güney yamaçlarında uzanır ve Hazar Denizi’ne de 100 km uzaklıkta bulunur. Hızlıca bir girişle Tahran hakkında bilgi verdikten sonra herkesin gitmeyin dediği Tahran’da biz ne umduk? Ne bulduk? Hadi başlıyoruz.
Beni sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın 😉 İnstagram: nerdesinbahar
Bu yazıda Tahran hakkında bilgiler, Tahran’da görülecek yerler hakkında detaylı deneyimlerimi okuyacaksınız. İran’da görülecek yerleri okumaya başladıysanız önce Tebriz görülecek yerler yazımdan başlamanızı tavsiye derim. Arkası yarın tadında bir şey olacağının sözünü veriyorum. Tebriz’den bir gece vakti elektrikçi Ahmet abi bizi Tahran otobüsüne bindirmişti. Kaldığım yerden devam ediyorum.
Tebriz Tahran arası kaç km peki? Tebriz Tahran arası yaklaşık 635 km civarı ve yaklaşık 7 saat sürüyor. İran’ın yatak konforunda geniş koltuklarında tüm gece yolculuk ederek sabahın 7’sinde Tahran’ın Arjantin otogarına varıyoruz. Her yerden Tehran Tehran, Esfehan Esfehan bağırışları geliyor. Bizim yıllar önceki otogarlarımız gibi. Zamanda yolculuk gibi. Bizi misafir edecek olan kişi Şehriyar Azeri Türkü. Bu yazıyı okurda ona Azeri Türkü dediğimi duyarsa canıma okur. Ters ters ben Türküm diyecektir ve de haklıdır.
Bizi almaya geldiğinde bir gece önceki Tahran partilerinin izlerini taşıyan bedeni yorgun ve uykusuz. Otogarda buluşmakta biraz zorlanıyoruz baştan. Ne ben nerede olduğumu anlatabiliyorum. Ne de o nerede olduğumu anlayabiliyor. Buluşmayı başardığımızda da kendi deyimiyle bu “gözel oğlan” bize şarkılar söyleye söyleye evine götürüyor. Bize kalsa direkt gezmeye başlardık ama İran’da bu işler pek böyle işlemiyor.
Tahran Hakkında Bilgi, Tahran Nasıl Bir Yer?
- Tahran nerenin başkenti?: İran
- Tahran‘da gezmeye başlamadan önce Tahran hakkında bilgi vermem gerek. Tahran’da üç tane otogar var. Nereye gideceğinize göre bunu sormalısınız. Biri Arjantin diğeri Junub isminde. Otogarın ismi gideceğiniz yere göre çok önemli. Mutlaka doğru yere bilet alın.
- Tahran trafiği gerçekten korkunç. Tahran çok kalabalık bir şehirmiş gerçekten. Trafik neymiş burada gördük. İstanbul trafiği de neymiş? Pehhh. Uyun uyan aynı yerdesin. Nereden bir araba çıkacak da önüne atlayacak bilemiyorsun. Hele merkezdeki motorlar. Vay anam vayy. İyiki arabayı ben kullanmıyorum.
- Bir gün önce Tahran trafiğinde saatlerce kalınca ev sahibimiz Şehriyar’a “metroyla gidelim” diyoruz. Baştan kabul ediyor ama sonra yine kendimizi arabada buluyoruz. Metroda kadın erkek ayrı vagonlara biniliyormuş. Bizi kaybetmekten korktu sanırım.
- Her bölgeye canınız istediği gibi her gün arabayla giremiyorsunuz. Arabaların plakalarına göre giriş günleri varmış. Polisten izin alınırsa haftada bir gün Gülistan Sarayı’nın olduğu bölgeye girilebiliyormuş. Bu yabancı araçlar için geçerli değilmiş. Pek emin değilim bu bilgiden.
- Tahran’da şeriat kanunları, hicap yani örtünme daha esnek. Tahran kızları denilen bir kavram var. Buradaki giyim kuşam daha esnek ama tüm Tahran için geçerli değil.
- Katılmayı başaramasak da Tahran gece hayatı denilen bir şey var. Partiler aman sabah olmasınlar bize denk gelmedi.
- Kuzey güney gibi bölge isimleri ile şehri ayırıyorlar. Tahran’ın kuzeyi elit, güneyi varoşmuş. Çok kalabalıkmış ve havası kötüymüş. Şehriyar kuzeyden pek çıkmak istemiyor.
Tahran Görülecek Yerler Listemizi kısaca özetlersem;
- Gülistan Sarayı
- Sadabad Sarayı
- Tarihi Tahran Kapalı Çarşısı
- Niavaran Sarayı
- Ulusal Mücevher Müzesi
- Azadi Anıtı
- Humeyni Anıt Mezarı (gitmemeniz için ellerinden geleni yapacaklar)
- Tabiat Bridge, Tabiat Köprüsü
- Darakeh- Darband
1. Sadabad Sarayı
Sadabad Sarayı Tahran’da görülecek yerler listemizin en başındaydı. Şehriyar bizi direkt Sadabad Sarayı‘na götürüyor. Otomatlardan bilet alıyor. Bizim yerimize nereyi görmemiz gerektiğini seçmiş biz farketmeden. Gezilecek yerler çok fazlaymış. Gerçekten hepsini gezemezmişiz. Nereyi görmek istiyorsanız girmeden önce kapıdan biletleri almalısınız. İçeride satılmıyor. Biletleri bankomatikten alıyoruz. Bu sayede saraylara bir İranlı gibi giriyoruz. Bankomatikten kartla alınabiliyor. Turistler İran kartına sahip olmadığı için ve kredi kartlarını İran’da kullanamayacakları için alamazlar. İranlılara 13 bin Tümen olan giriş bileti turistlere 39 bin Tümen.(2018)
Sadabad Sarayı Tahran’ın kuzeyinde, Elbruz Dağları eteklerinde, 3000 dönüm yeşillikler içinde ve 18 ayrı binadan oluşan bir kompleks. Günümüzde burada yaşayan yok. Müze olarak kullanılıyor. Eskiden Sadabat Sarayı Şah Rıza Pehlevi’nin yazlık eviymiş. 18 Binalık yazlık ev, 18 oda değil. İçinde bir shutle dönüp duruyor. Bin Tümen verin, buna binin. 50 kuruş bile etmiyor. Biz yürüdük ilk başta telef olduk. Binalar birbirine hayli uzak, yokuş ve ormanın içinde yürüyüş yollarından yürümeniz gerekiyor. Sabah girsen akşama çıkamazsın hepsini gezmeye kalksan.
Önce arabalarını geziyoruz. Fotoğrafa bir şey demiyorlar ama videoda sıkıntı çıkarıyorlar. Benden söylemesi. Yeşil Saray’a bayıldık. Burada da içeride fotoğraf çekmek yasak. Tavandan yere kadar aynalı. Pehlevi’nin yatak odasını görünce ben şok. Birilerinin canı sıkılmış olmalı ki tüm aynaları kırmışlar. Sonra birine verip tek tek tavandan yere yapıştırtmışlar. Denilene göre Pehlevi burada uyuyamıyormuş. Yatak odası başka yerdeymiş. O kadar parıltıyla nasıl uyunsun?
Beyaz Saray’ı ve Yeşil Sarayı mutlaka görmelisiniz. Diğer binalarda eşyalar sergileniyor genelde. Bir binada arabaları gezdik. Şehriyar’ın aldığı bilet doğrultusunda bir binada silah kolleksiyonunu gezdik. Bize sorsa silah falan gezmezdik. Bir binada o zamanın kıyafetlerini gezdik. En ünlü modacılardan dikilmiş elbiseler eski mesleğim gereği oldukça ilgimi çekti. Sonra da tabloları. Hepsi görülmeye değerdi.
2. Azadi Anıtı
Tüm gece yol gelmiş insanlar olarak bir de üstüne bu kocaman Sarayı gezince bitap düşüyoruz. Akşam olmadan önce Şehriyar bizi Azadi Anıtı‘na götürüyor. Tam gün batımı saatine denk geliyoruz. Etrafında 3 tur atıyoruz ama park edecek yer bulamıyor Şehriyar. İçinde müze varmış. Çok güzelmiş ama sadece gün batımı ve o an çıkan gökkuşağının oluşturduğu harika manzarayla yetiniyoruz. O an radyodan yükselen şarkı ile inanılmaz bir an oluyor benim için.
Azadi Anıtı Tahran’ın simgelerinden. Meydan da İran’ın en büyük meydanlarından biri. Muhammed Rıza Şah tarafından Pers İmparatorluğu’nun kuruluşunun 2500cü yılını kutlamak için yaptırılmış. İlk adı Shah-En-Shah Kulesi, günümüzde Azadi Anıtı yani Özgürlük Anıtı olarak anılıyor. 50bin metrekarelik alanın içinde parklar, havuzlar ve müzenin olduğu kocaman bir kompleks burası. 1979 yılında Pehlevi’nin devrilmesiyle sonuçlanan devrim sonucu halk burada toplanmış. Bizim taksim Meydanı gibi düşünün. Politik ne olursa hemen herkes orada toplanır ya işte İran’ın Taksim Meydanı’da burası. Tahran gezinizde illa Azadi Anıtı olsun diyorsanız biraz yolu göze almanız gerekecek. Gezilecek yerlere biraz uzak bir noktada. Zamanınız varsa ekleyin. Azadi Anıtı Tahran’ın güneyinde yer alıyor ve otobüs ile gelebiliyormuşsunuz.
Azadi Anıtı ziyaret saatleri: Pazar-Cuma 09:00-12:00, 1:30-17:00
3. Tabiat Bridge, Tabiat Köprüsü
Ev sahibimiz gezgin dostu Şehriyar’ın bizi ısrarla götürdüğü yerlerden biri de Tabiat Köprüsü‘ydü. Otobanın üstünden geçen köprü birkaç katlı. Alt katlar restoran. Buraya aynı zamanda ot ve su parkı da diyorlarmış. Akşam saatlerindeki ışıklandırılmış haliyle gezmenizi önerebilirim. İranlılar için parklar bahçeler çok önemli. Şehriyar bizi köprünün ortasına sürüklüyor ve “bakın” diyor. Manzarayı size tarif ediyorum. E-5’te çıkın bir köprünün üstüne ve İstanbul’un akmayan trafiğini seyredin. İşte harika manzaramız bu. Ben şaşırıyorum. Onun yüzünde çok mutlu bir ifade var. Aman Allahım. Bu kadar yolu tıkanmış Tahran trafiğini izlemek için gelmiş olamam.
4. Darakeh- Darband
5. Tarihi Tahran Kapalı Çarşısı
Tahran Kapalı Çarşısı‘nı görmek istiyoruz. Şehriyar pek istekli değil ama şükürki çok diretmiyor. Evi kuzeyde ve Tahran’ın güneyine inmeyi pek sevmiyor. Sanırım o da ilk kez gezdi ve sanırım o da çok sevdi. O kadar güzel hediyelikler vardı ki biz sırt çantalı olduğumuz için alamazken o evine pek çok obje aldı. Ahh ah.
Tahran Kapalı Çarşısı genelde halkın alış veriş ettiği bir yermiş. Kapısında durduğumuzda mahşeri bir kalabalık görüyoruz. Bizim gibi başka turistlerde bu manzaranın fotoğrafını çekiyor. Biz akşam saatlerinde gitmiştik. Kapıdaki kalabalık insan seline karışıp akışa bıraktık kendimizi. Sonra sonra tenhalaştı sokaklar. 200 yıllık Tarihi Tahran Çarşısı yaklaşık 10 km uzunluğunda ve labirent gibi. Çıkmaya çalıştıkça daha çok içlerine sürükleniyorsunuz. Bizim için güzeldi.
Tahran’dan ne alınır? sorunuzun cevabı burası olabilir. Ucuz hediyelik almak isteyenler mutlaka gitmeli. Hatta İran’da en ucuz halı burada satılıyormuş. Bence o kalabalığı görmek için bile gidilir. Facebook gezgin gruplarında Tahran Kapalı Çarşısı’nın içine atılmış çadır fotoğrafı görmüştüm. Akşam dükkanlar kapandıktan sonra tabi. Bu çılgınlığı da İran’dan başka bir yerde yapamazsınız. Biz denemedik ama fikri beni hala çok güldürüyor.
6. Gülistan Sarayı, Golestan Palace
Gülistan Sarayı şehrin güneyine doğru. İşte orada Tahran profili değişti. Her yerden fırlayan motorlar, arabalar, insanlar. Tam bir kaos. Saray şehrin içinde kalmış. Burayı gezmek Sadabat Sarayı’nı gezmekten daha kolay. Kapıdan girip sağ tarafı takip ettiğinizde sarayı dönerek gezmiş oluyorsunuz. Fotoğraf flaşsız olarak serbest. Asıl burada yasak olmalıydı çünkü hepsi tarihi eser.
Gülistan Sarayı Unesco koruması altında. Şuan müze olarak kullanılan bu sarayın inşasına Türk Safevi hanedanından olan I. Tahmasp zamanında başlanmış ve zamanında İran Türk hanedanı Kaçar Hanedanı’nın şahlarının ikametgâhı olarak kullanılmış. Pehlevi döneminde resmi törenler ve yabancı heyetlerin ikameti için kullanılmış. Saray muh-te-şem. Çok değişik bölümlerden oluşan sarayda genelde tavandan yere kadar ayna hakim. Burada da önce kırmışlar sonra birleştirmişler diğer tüm cami ve saraylardaki gibi. Çok para olunca böyle oluyor demek ki. Şaka bir yana hakikaten şaşaa neymiş gördük. Bizim saraylarımız ne kadar sade ve yalınmış aslında. 7 cihana hükmetmiş atalarımız bu kadar debdebeye gerek görmemiş. Böyle bir yerde yaşamak ister miydim? Sanmıyorum.
Gülistan Sarayı giriş ücreti: 150 bin Tümen. (2018) Biz yine İranlı olarak girerek 21 bin Tümen ödüyoruz. Bu ücret sarayın tamamı için geçerli değil. Yine spesifik yerler için ekstra bilet almanız gerekiyor. Sarayın bahçesindeki kafe çok güzeldi. Oturup bir şeyler yiyip içebilirsiniz. Biz tatlılarına bayıldık.
7. Humeyni Anıt Mezarı, Humeyni Türbesi
Humeyni Anıt Mezar‘a ne kadar gitmek istesek de başaramadık. Şehriyar asla yanaşmadı. Kendimiz gitmek istedik. Taksici bile götürmedi. Şaka gibi. Bizim karşılaştıklarımızda seveni yoktu hiç. “Napacaksınız?” deyip durdular. Humeyni’nin Türbesi 1989 yılında başlamış olmasına rağmen hala bitirilememiş. 20 kilometrelik bir alanda otoparklar, konferans salonları hatta alış veriş merkezi bile varmış. Ölüm yıldönümünde burası insanlarla dolup taştığı için hatta kamp yaptıkları için bir kamp alanı da yapmışlar. Biz maalesef göremedik. Humeyni’ye imam denmesinin nedeni de 12 imam inancından dolayı 13cü imam saydıkları içinmiş.
8. Niavaran Sarayı
Mohammed Rıza Şah’ın son on yılını geçirdiği yer Elbruz eteklerinde 5 hektarlık bir alan içerisinde bulunuyor. Kaçar ve Pehlevi dönemlerinden kalma 5 müze saray burada bulunuyor.
9. İran Ulusal Mücevher Müzesi
16cı yüzyıldan itibaren İran’ı yöneten tüm hanedanların mirası olan bu mücevherler Rıza Pehlevi tarafından devlet malı yapılmış. Merkez Bankası’nın korumasında olan mücevherlerin değerine paha biçilemiyor. Zamanında medyada bolca fotoğrafları yer almış. Mutlaka görülmeli
Tahran bizi fazlasıyla yordu. Fazla zaman ayırmaya gerek yok bence. İki gece kaldığımız Şehriyar’a veda edip yola düşme zamanı şimdi. Sabah 7 suları çağırdığımız snaple Tahran’ın kuzeyinden diğer ucu güneyine iniyoruz. O saatte bile deli kalabalık bir trafik var. Junüb otogarından her saat başı Kaşhan’ a otobüs var. Bu arada Tahran’da 3 tane otogar varmış. Bizim gelişimiz Arjantin’den olmuş. Farkında bile değiliz.
10. The Adrian Temple Of Tehran
Zerdüştlük dini İran’da çok sık duyacağınız bir şey. Eğer İran’da Yazd şehrine gitmeye vaktiniz yoksa ve bir Zerdüşt tapınağı görmek istiyorsanız Tahran’da görebilirsiniz. İçeriye girmekte bir hayli zorlandık. Japon turistlerin içine karıştık ama görevli bize hiç göz açtırmadı. İçeride fotoğraf çekmek yasak. Fotoğraf çekemeseniz bile hiç sönmeyen ateşlerini görebilirsiniz.
Tahran Nerede?
Elbruz Dağları’nın güney eteklerinde ve Hazar Denizi kıyılarına yaklaşık 100 km uzaklıkta İran’ın kuzeyine doğru bir coğrafyada yer alır.
Tahran’a Nasıl Gidilir?
Türkiye’den Tahran’a direkt uçuş bulunuyor. Direkt uçarak Tahran’a gidebilirsiniz. Kara yolu ile Doğu Beyazıt’tan Van’dan ve Hakkari’deki sınır kapılarını kullanarak gidebilirsiniz. Otobüsler sefer düzenliyor. Son Covid şartlarını öğrenmek için buraya tıklayıp İran yazımı okuyabilirsiniz. Biz zaten İran’da olduğumuz için Tebriz’den Tahran’a gece otobüsü ile geçtik. Kişi başı 51 bin Tümen ödedik.
Tahran’da Ne Yenir?
Şehriyar bizi öyle güzel bir yere götürdü ki. Chello Kebap Tahran’lıların milli yemeği gibi. Bir tencere safranlı pilav yanında enfes lezzette kebaplar. Fotoğraf anlatır ben susarım.
İnstagram hesabımdan hala takip etmediniz mi? 😉 nerdesinbahar
Diğer İran Yazılarım
- İran’a Gitmeden Önce Bilmeniz Gerekenler
- İran’da Kadın Olmak ve Keşm Adası’nın Maskeli Kadınları
- Keşm Adası’nın Gizemli Dünyası
- İran Görülecek Yerler, Yıkın Ön Yargılarınızı
- Tebriz Görülecek Yerler, Tebriz Dili Ne?
- Kaşan Görülecek yerler, Bir Doğu Masalı
- Yazd Görülecek Yerler, O Bir Kum Fırtınası
2011’de tam zamanlı işinden istifa edip tutkusu olan seyahat etmeyi iş haline getirdi. 2017 yılından beri Hürriyet Seyahat’te gezgin yazar, 2018’den beri de blogunda yazılar yazıyor. Blog ilk etapta gazetedeki yazılarının arşivi olarak düşünüldü ancak daha sonra istediği gibi özgür yazmanın tadına vardı. Gezdiği yerler kadar yollarda tanıştığı, dokunduğu hayatlarında hikayesini yazıyor. Belki bir gün bir hikayenin kahramanı da siz olursunuz kim bilir?