Hürriyet Seyahat’te yayımlanan yazımın daha detaylı hali
İznik’e Nasıl Gidilir?
Bahar’ın gelmesiyle birlikte İstanbul’a yakın yerleri gezmeye başlamam bir oluyor. Bu sefer bir kaç yıldır ihmal ettiğim İznik’e gitmek istiyorum. İdo nisan sonuna kadar kampanya yapmış. Bir motor yolcusuyla birlikte 21 liraya maloluyor. 9’da kalkan feribotumuz 45 dakikada Yalova’da, biz 10:10 da İznik tabelası önündeyiz. İstanbul’dan ulaşım çok rahat ve kolay oluyor.
Beni instagram hesabımdan takip etmeyi unutmayın. Hikayeler ve öne çıkanlarda çok şey anlatıyorum 😉
İnstagram: Nerdesinbahar
Keramet Ilıcası’na Nasıl Gidilir?
Feribottan indikten sonra Bursa istikametine yola çıkın. Yalova’ya 36 km mesafede İznik yolunda kaplıca. Orhangazi merkeze geldiğinizde sola ayrılan yoldan gidin. Tabelalar sizi yönlendiriyor. Köy tabelasına dikkat edin. Kaç sefer gitmeme rağmen son sefer dalgınlıkla köyün içine girdik ama çok yakın olduğu için hiç sorun olmadı.Köyle ılıca birbirine çok yakın.
İlk olarak Keramet ılıcasına gidip yüzmeyi planladık. Şansımıza hava öyle güzel ki. Keramet ılıcası adı üstünde ılık bir su. Alttan kaynayan suyuyla şifa dağıtıyor.
Yolda çağıl çağıl akan sular eşliğinde ılıcaya ulaşıyoruz. Suları gördünüz mü doğru yolda olduğunuzu anlayın. Giriş 5 lira. Araçlarımızı girişe bırakıp tesise giriyoruz. Çay kahve içebilir isterseniz kamp bile yapabilirsiniz.
Açık havada ılıcada yüzüp gölün içinde çayımızı içip harika birkaç saat geçiriyoruz. Mevsiminde giderseniz gölün kenarındaki duttan ellerinizle toplayıp yiyebilirsiniz. Ilıca çok derin değil. Hatta belinize geliyor. Dip kısımlar biraz daha derin. Dibinde kayalar var, dikkat edin yaralanmayın. Sığ olduğu için atlamayın, zıplamayın, demedi demeyin.
Keramet Ilıcası’ndan İznik’e Nasıl Gidilir?
Öğlen vakti acıktığımız için yola koyulup İznik’e geçiyoruz. Keramet Kaplıcasından ana yola çıktığınızda sola dönüp dümdüz Merkezde ki Köfteci Yusuf durağımız. Harika köftelerini ve bol kaymaklı ekmek kadayıfını yemeden dönmemek lazım.
Burası bir açık hava müzesi gibi. Toprağı eşeleseniz tarih fışkırıyor. Her yer çini, tarihi yapılar, surlar. Sokaklarında dolaşmak, Yeşil camiye yürümek, yürürken çiniden yapılmış takılara bakmak, seramik atölyelerinin önünden geçmek çok güzel anlar yaşatıyor.
Yeşil caminin minaresi çini kaplı ve çok güzel. Hemen karşısındaki tarihi caminin avlusu lahitlerle ve heykellerle kaplı ancak daha ziyarete açılmamış. Pek çok lahit yolculuktan yeni gelmiş paket halinde.
İznik‘te İstanbul’da ki gibi pek çok kapı var. İstanbul Kapı, Top Kapı ve biz Lefke Kapı‘dayız. Lefke kapıya İznik çarşısının içinde ki geniş caddeden yürüyerek ulaşabilirsiniz.
İznik antik Yunan’dan Britanya krallığına, Roma’dan Osmanlıya kadar pek çok kez el değiştirdiği için tarih bakımından çok zengin bir yer. Benim gibi gittiğiniz yerlerin lezzetleri, doğal güzellikleri yanında tarihinden de hoşlanıyorsanız sizi çok mutlu edecektir.
Tarihi Ayasofya camisi hem bir müze hem de şuan ibadet için açık olarak kullanılıyor. Siz içeride müze gezisi yaparken ibadet eden insanları görebiliyorsunuz.
İznik’te Günbatımı
İznik’e gelme sebeplerimizden bir tanesi de meşhur gün batımı. Sahilde pek çok çay bahçesi var. Her birinden göl gözüküyor. Sahili baştan sona gezdikten sonra feneri de görebileceğimiz sahildeki masalardan birine oturuyoruz. Oturduğumuz yer cafe değil.
Halk için gölün etrafına konmuş masalar. Arkadaşımız gitar çalmaya başlıyor. Şarkılar, türküler eşliğinde müthiş bir gün batımı yaşıyoruz. Normalde puslu olan hava gün batımına doğru kızıl bir gökyüzüne bırakıyor ve gözlerimizi alamıyoruz.
Gün batar batmaz 9 da ki feribotumuz için yola çıkıyoruz. Ortala bir hızla 35 dakikada Yalova’da oluyoruz ve çok az yorgunlukla feribotta sohbetimiz, çayımızla günü bitiriyoruz. Aynı yolculuğu hafta sonu kaçamağı olarak kamplı da düşünebilirsiniz. Hem yakın hem efsane.
Çok fazla para harcamadan şehirden kaçabileceğiniz, güzel bir gün geçirebileceğiniz İstanbul’a yakın yerlerden bir tanesi. Gidin pişman olmazsınız.
2011’de tam zamanlı işinden istifa edip tutkusu olan seyahat etmeyi iş haline getirdi. 2017 yılından beri Hürriyet Seyahat’te gezgin yazar, 2018’den beri de blogunda yazılar yazıyor. Blog ilk etapta gazetedeki yazılarının arşivi olarak düşünüldü ancak daha sonra istediği gibi özgür yazmanın tadına vardı. Gezdiği yerler kadar yollarda tanıştığı, dokunduğu hayatlarında hikayesini yazıyor. Belki bir gün bir hikayenin kahramanı da siz olursunuz kim bilir?